Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası tanımlanmadan önce fiili ayrılık kavramını tanımlamak doğru olacaktır. Fiili ayrılık, eşlerin resmiyette boşanmadığı ancak fiili olarak birlikte yaşamadığı ve evliliğe ilişkin yükümlülüklerini de yerine getirmedikleri durumdur.
Yani fiili ayrılık durumunda eşler hala evlidir ancak ortak bir hayat sürdürmemektedir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma, TMK 166. maddesinde düzenlenen mutlak ve özel bir boşanma nedenidir. Diğer boşanma nedenlerine göre oldukça farklı şartlara ve usule sahiptir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası, daha önce şiddetli geçimsizlik ya da başka bir sebeple boşanma davasına taraf olan ancak bu davanın reddi sonucunda boşanmayan eşlerin başvurabileceği bir dava türüdür.
Boşanma davasının reddedildiği tarihten itibaren 3 yıl boyunca ortak hayatın yeniden kurulamaması halinde fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilecektir. 3 yıllık süreçte ortak hayatın kurulamamasının sebebi davayı açabilmek için önem arz etmemektedir. Bu durumda eşlerden birinin dava açması halinde fiili ayrılık halinin ispatı durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilecektir. Fiili ayrılık mutlak bir boşanma nedeni olduğundan şartların sağladığı ispat edildiği takdirde mahkeme boşanmaya karar verecek, davayı reddedemeyecektir.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Fiili ayrılık, Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma nedeni olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle ancak kanunda tanımlanan şartların mevcut olması durumunda fiili ayrılığa dayanarak boşanma davası açılabilir. Bu şartların bulunmaması ya da şartlarda eksiklik olması halinde fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılamaz ancak diğer nedenlerle boşanma davası açılabilir, şiddetli geçimsizlik nedenine dayanılabilir. Ancak elbette fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası çok daha kısa sürdüğünden ve mutlak bir boşanma nedeni olduğundan şartların sağlanması halinde tercih edilmesi daha doğru olacaktır. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının şartları şunlardır;
- Evliliğin tarafı olan eşlerden biri ya da her ikisi de boşanma davası açmış, ancak bu dava reddedilmiş olmalıdır. Yani eşler daha önce açtıkları boşanma davasında boşanamamış olmalıdır. Daha önce boşanma davası açmayan kişiler fiili ayrılık olsa da bu nedene dayanarak boşanma davası açamazlar. Belirtmek gerekir ki reddilen boşanma davasında mahkemenin ret kararı kesinleşmelidir. Açmak gerekirse tüm itiraz aşamaları tamamen sonlanmalıdır. İlk derece mahkemesinin red kararı üzerine istinaf yoluna başvurulursa ve henüz yargılama devam ediyorsa karar kesinleşmediğinden bu şart sağlanmamış olacaktır.
- Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası ile reddedilen boşanma davası arasında en az 3 yıl bulunması gerekmektedir. Yani açılan boşanma davasında mahkeme boşanmaya karar vermeyip davayı reddederse ve bu ret kararı da kesinleşirse kesinleşmeden itibaren 3 yıl geçmeden fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılamaz. Birden fazla boşanma davası olması durumunda ret kararı ilk kesinleşen bazı alınabilir, tüm davalarda ret kararlarının kesinleşmesinin beklenmesine gerek yoktur.
- Boşanma davasının reddedilmesi üzerinden geçen en az 3 sene boyunca ortak hayat yeniden kurulamamış olmalıdır. Yani boşanma davası sonucunda boşanamayan eşlerin bu sonuçtan sonra en az 3 yıl ayrı evlerde yaşamış olması fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının şartlarındandır. Ortak hayatın kurulamamasının kesintiye uğraması, yani eşlerin bu 3 yıllık süreçte birlikte yaşaması durumunda bunun süreklilik arz edip etmediğine göre süre kesilebilir. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında davayı açan kişi her türlü yasal delil ile 3 yıl boyunca ayrı yaşadıklarını, ortak hayatın kurulmadığını kanıtlayabilir. Bu durum ispat edildiği takdirde hakim boşanmaya karar verecektir.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Nafaka
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası sonucunda nafakaya hükmedilmesi mümkündür. Dava sonuçlanıncaya dek yoksullaşan eş ve çocuklar için tedbir nafakası, davanın sonuçlanmasından sonra çocuklar için iştirak nafakası ve yoksullaşan eş için yoksulluk nafakası bu dava türünde de gündeme gelebilir.
Yoksulluk nafakası, kusur durumlarının da göz önünde bulundurulduğu bir nafaka türü olduğundan yargılama aşamasında kusur incelemesi yapılacaktır. Fiili ayrılığın ortaya çıkmasında ve boşanmada kusursuz olan ya da daha az kusurlu olan yoksullaşan eş yoksulluk nafakası alabilecektir. Başta yoksulluk nafakası olmak üzere tüm nafaka türleri fiili ayrılık gibi çekişmeli boşanma davalarında oldukça mühim konulardır.
Uygulamada sıkça görüldüğü üzere avukat olmadan tarafların şahsen yaptıkları bazı işlemlerdeki eksiklik ve hatalar nafaka konusunda mağduriyet yaşatabilmektedir. Bu nedenle nafaka talep eden taraf ya da diğer taraf fark etmeksizin boşanma davasında nafaka konusunda bir boşanma avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında tarafların kusurları ve uğradıkları zarara göre maddi ve manevi tazminat talep edilmesi mümkündür. Maddi tazminat, kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın daha fazla kusurlu taraftan boşanma nedeniyle uğradığı maddi zararlara karşılık almış olduğu miktardır. Manevi tazminat da ise zararın boyutu acı, elem ve üzüntüye göre değerlendirilir.
Yani manevi tazminat boşanmada kusurlu olan ve eşin boşanma nedeniyle acı ve elem çekmesine sebep olan kişi tarafından verilir. Acının ve üzüntünün büyüklüğü durumdan duruma değişiklik gösterebileceğinden manevi tazminatın miktarı da bu oranda değişebilmektedir. Örneğin eşinden şiddet gören bir kişinin manevi zararı eşi sorumsuz bir kişiden daha yüksek olacağından manevi tazminat miktarı da o oranda daha yüksek olacaktır. Son olarak maddi ve manevi tazminatın talep edilmesi de önemli şartlardandır.
Hakim, talep edilenden daha yüksek bir tazminata hükmedemeyeceğinden talep edilen miktarın tecrübe ve hukuki bilgi ile birlikte doğru bir şekilde talep edilmesi önem taşımaktadır. Bu nedenle fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep etmek isteyen kişilerin dava sürecini bir boşanma avukatı ile yürütmesi tavsiye edilmektedir.
Yurtdışında Açılan Boşanma Davası ve Fiili Ayrılık
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmak isteyenlerin sıkça cevabını aradığı sorulardan biri daha önce boşanma davası açmış olma şartının yurtdışında açılmış bir boşanma davası ile sağlanıp sağlanmayacağıdır. Yurtdışında açılan bir boşanma davasının reddedilmesinin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen ortak hayat kurulamıyorsa Türkiye’de fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür.
Ancak bu davayı açabilmek için öncelikle yurtdışındaki davanın reddedildiğine ilişkin kararın tanınması gerekmektedir. Başka bir ülkenin mahkeme kararının tanınması için ise yapılması gereken bir dizi hukuki işlem bulunmaktadır. Bu nedenle böyle bir durumla karşılaşan kişilerin bir boşanma avukatından danışmanlık hizmeti alması faydalı olacaktır.