İstinaf Nedir?
İstinaf Nedir?
İstinaf ilk derece mahkemelerin verdiği kararların hukuki, esas ve usul yönünden bir üst mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi veya Bölge İdare Mahkemeleri tarafından incelenmesini, kontrol edilmesini ifade eder.
İlk derece mahkemelerce verilen kararların istinaf mahkemesi Bölge Adliye Mahkemeleri iken idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların istinaf mahkemesi ise Bölge İdare Mahkemeleridir.
İstinaf kanun yolu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesi ile 360. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Kanun yolları, yargılama makamları tarafından verilen ve hukuka aykırı veya yanlış olduğu ileri sürülen kararların, kural olarak, başka bir makam tarafından tekrar incelenmesini sağlayan yasal yollardır.
İstinaf Ne Demek?
İstinaf kanun yolu ile ilk derece mahkemesinin kesinleşmemiş kararları hem olaya uygunluk, hem de hukuka uygunluk bakımından daha yüksek bir derecede, bir defa daha incelenmesini mümkün kılmak için kabul edilmiş bir kanun yoludur. İstinaf kanun yolu incelemesinde, ilk derece yargı mercilerinin maddi olgulara ilişkin yaptığı tespitlerden bağımsız, “sözlülük ve doğrudan doğruya ilkeleri” kapsamında inceleme gerçekleştirilir.
İstinaf Mahkemesi Nedir?
İstinaf mahkemesi Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerini ifade etmek maksadıyla kullanılan bir kavramdır. Akla şu soru gelebilir: İstinaf mahkemeleri hukuk yargılamalarımıza ne zaman dahil olmuştur?
İstinaf kanun yolu öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile birlikte 2011 yılında konu olmuş olsa da Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesi mütemadiyen ertelenmiş, o yıllarda ikinci derecede yargı mercii olarak göreve başlamamıştır. Bölge Adliye Mahkemeleri tam anlamıyla 2016 yılında göreve başlamış ve fiili olarak bu kavram hukuk ve ceza yargılamamıza dahil olmuştur.
Bu mahkemelerin Türkiye’de faaliyete geçmesinde gecikme yaşanmıştır. Uzun yıllar boyunca ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar üçüncü derece mahkemesi olan Yargıtay tarafından başta maddi yönden ve hukuka uygunlukları açısından incelenmek üzere her açıdan incelenmiştir. Bu da Yargıtay’ın iş yükünü artırmıştır. İş yükü fazlalaşan Yargıtay’ın dosyaların yoğunluğundan dolayı karar verme hızı düşmüş, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlar uzun süre incelenememiştir.
Yargıtay’ın iş yükünü hafifletmek amacıyla Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemelerinin görevleri ve bakabileceği davalar 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun içerisinde düzenlenmiştir.
İstinaf Mahkemesi Kararı Bozarsa Ne Olur?
İstinaf mahkemesi, kararı bozup geri gönderirse yargılamaya ilk derece mahkemesinde tekrardan başlanır. Bununlar birlikte yine istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak dosyayı tekrar açabilir, delil toplayabilir, duruşma yapabilir ve esas hakkında yeniden karar verebilir.
İstinaf Mahkemesine Nasıl Başvurulur?
İstinaf başvurusu kararı veren ilk derece mahkemesine dilekçe yazmak suretiyle yapılmaktadır. İstinaf dilekçesinin verilmesi HMK 343. Maddesinde düzenlenmiştir.
İlgili maddeye göre;
(1) Dilekçe, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir.
Dilekçe hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir.
(2) Kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmiş olan dilekçe, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir.
(3) İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır.
(4) Dosya, kararı veren mahkemece, dilekçede gösterilen daire ile bağlı kalınmaksızın, ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilir.
İstinaf Başvuru Süresi Nedir?
Kanun yoluna başvurma belli bir süreye bağlı olduğundan, istinaf yoluna başvuru da belli sürelere tabi kılınmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. Maddesinde hukuk davaları için istinaf başvuru süresi düzenlenmiştir.
İlgili madde metnine göre başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. Başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.
Kanun maddesinin son fıkrasına göre özel kanun hükümlerinde istinafa başvuru süresi ve sürenin başlaması ile ilgili özel bir hüküm mevcut ise, özel kanun hükümlerinde belirtilen süre ve usul esas alınacaktır. Süre, kural olarak ilamın tarafların her birine usulen tebliği ile işlemeye başlamaktadır. Başvurunun süresinde olmaması halinde kararı veren mahkemece, istinaf başvurusunun reddine karar verilecektir (HMK m. 346/1).
Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre İstinafa Başvurulabilecek Haller
Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre başvurulabilecek haller 341. maddede tahdidi (sayılı) olarak belirtilmiştir. Buna göre;
- İlk derece mahkemeleri tarafından verilen nihai kararlar,
- Reddedilen ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir taleplerine karşı, bir tarafın yokluğunda ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbire karar verilmiş ve bu karara itiraz edilmiş, itiraz reddedilmiş ise,
- 5.880,00 TL altındaki mal varlığına ilişkin kararlara karşı bölge adliye mahkemesine başvurulamaz.
- Manevi tazminat davalarında tazminat talep ve miktarına bakılmaksızın verilen karara karşı bölge adliye mahkemesine başvuru yapılabilir,
- Alacağın sadece bir kısmı dava yolu ile talep edilmiş ise 5.880,00. TL’lik istinaf sınırı alacağın tamamı göz önüne alınarak hesaplanır.
- Alacağın tamamının dava edilmesi halinde 5.880,00. TL ve üstü reddedilmiş ise bölge adliye mahkemesine başvuruda bulunulabilir.
İşçi hakları konusunda verilen ilk derece mahkeme kararlarına karşı da Bölge Adliye Mahkemelerine başvurulabilir.
İstinaf Dilekçesi
İstinaf dilekçesi içeriğinde bulunması gereken hususlar Hukuk Muhakemeleri Kanununun 342. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Dilekçenin aşağıdaki unsurları taşıması gerekmektedir:
- İstinaf yoluna başvuranın isim soy ismi, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresi
- Karşı tarafın ismi soy ismi, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresi
- Varsa bölge adliye mahkemesine başvuranın kanuni temsilcisinin, avukatının ismi soy ismi ve adresi
- Karşı tarafın varsa avukatı veya kanuni temsilcisinin ismi soy ismi ve adresi,
- İlk derece mahkemesinin hangisi olduğu verilen kararın tarih ve sayısı
- İlk derece mahkemesince verilen kararın tebliğ tarihi
- Özet halinde kararın yazılması
- Başvurma nedeni ve dayandığı gerekçeler
- Mahkemeden istenilen talep
- Başvuru yapanın imzası
- Varsa kanuni temsilcinin veya avukatın imzası.
İstinaf İle Temyiz Arasındaki Farklar Nelerdir?
İstinaf ve temyiz kanun yolu amaçları bakımından incelendiğinde her ikisi de gerek taraf gerekse de kamu menfaatine hizmet etmektedir.
Kanun yoluna başvuru ile bir yandan mahkeme kararlarının denetiminin yapılması ve bu surette mutlak adalete ulaşılarak hukuksal güvenlik sağlanır iken, diğer yandan kanun yolu incelemelerini gerçekleştiren makamlardan çıkan kararların taraflarca kabul görmesi sağlanmaktadır.
İstinafta birinci amaç olan somut olay adaleti ve taraf menfaatlerinin daha ön planda olması amacının, temyizde ise ikinci amaç olan hukuk birliğinin sağlanması amacının ağır bastığı ifade edilebilir.
Yaptıkları denetim bakımından temyiz kanun yolunda, mahkeme kararı sadece hukuka uygunluk (hukuki denetim) yani hukuki mesele bakımından kontrol edilmekte, istinafta ise mahkeme kararı kanunda belirtilen sınırlar ve kurallar çerçevesinde hem hukuka uygunluk hem de maddi mesele yani olaya uygunluk bakımdan kontrol edilmektedir.
Temyizde gerçekleşen denetimin kapsamında, ilk derece yargı mercilerinde yapılan yargılama neticesinde tesis edilen karara konu olaylara dair yeniden inceleme yapılamaması ve dolayısıyla yeni delillerin öne sürülmesi imkânı olmadığından, bu kanun yoluna başvuru imkânını veren tek sebep yasal hükümlerin (hukukun) yanlış tatbik edilip edilmediğine ilişkindir.
İstinaf kanun yolunda hem hukuki inceleme hem de maddi inceleme yapılmakta olup, bu husus istinaf kanun yolunu temyiz denetiminden ayıran en bariz özelliktir.
İstinaf kanun yolunda hukuki denetimin yanı sıra maddi vakıa denetimini de yapabilmesi, ilk derece mahkemesine ait kararı kaldırarak yeni bir karar verebilmesi ile birlikte; Yargıtay’ın bir içtihat mahkemesi olma özelliği, sadece hukuki denetim yapan bir temyiz mahkemesi niteliği nedeniyle ilk derece mahkemesindeki vakıaları ve delilleri takdiri bu aşamada denetlenmez.
Yargıtay ve istinaf mahkemesinin verebileceği kararlara bakıldığında, temyiz mahkemelerinin olay mahkemesi olmaması nedeniyle esas hakkında bizzat karar verememesi, istinaf mahkemelerinin ise olay mahkemesi olması nedeniyle esas hakkında bizzat karar verebilmesi, temyiz ile istinaf mahkemeleri arasındaki görev farkını ortaya koymaktadır.
Temyiz yolu ile mahkemelerce verilen kararların maddî ve usuli hükümlere uygun olarak verilip verilmediğini denetlenmektir. Yargıtay, ileri sürülen temyiz nedenlerini yerinde görürse veya re’sen araştırarak temyiz olunan hükmün hukuka ve usule uygunluğunu denetleyerek, uygun bulursa hükmü onaylamakta, uygun bulmadığını da tamamen veya kısmen bozmaktadır.
İlk derece mahkemesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmektedir. Temyiz incelemesine ise, ilk derece mahkemesinin verdiği kararın hukuka ve kanuna uygunluk denetimi yapılır, yoksa yeniden bir inceleme yapılarak karar verilmez.
İstinaf Dilekçesinde İstinaf Nedenleri Gösterilmeli Midir?
Dilekçede istinaf nedenleri gösterilmelidir. Başvuru yapılırken dilekçede bulunması gereken hususlar kanunda düzenlenmiştir.
Bu hususlar arasında ilgili maddenin e fıkrasında “Başvuru sebepleri ve gerekçesi” yer almaktadır. Kanun koyucu istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin gösterilmesi hususuna yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yapılan başvurularda istinaf nedenleri gösterilmelidir. İnceleme, dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
İstinaf dilekçesi MADDE 342- (1) İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. (2) Dilekçede aşağıdaki hususlar bulunur: a) Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri. b) Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri. c) Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı. ç) Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih. d) Kararın özeti. e) Başvuru sebepleri ve gerekçesi. f) Talep sonucu. g) Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası. (3) Dilekçe, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.
Ceza ve hukuk istinaf başvuru dilekçe örneklerine aşağıda linklerden erişebilirsiniz.
Ceza Davası İstinaf Başvuru Dilekçesi Örneği
Hukuk Davası İstinaf Başvuru Dilekçesi Örneği
Hukuk Davası İçin İstinaf Başvuru Şartları
Öncelikle bir karara karşı kanun yoluna başvurulup, vurulamayacağı kanun tarafından belirlemektedir. Hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurabileceğimiz HMK’nın 341. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre; MADDE 341- (1) (Değişik:22/7/2020-7251/34 md.) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:
a) Nihai kararlar.
b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar
(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.
Maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen parasal sınır ve süreleri hükmün verildiği tarihe göre değişmektedir. 2020 yılı itibariyle bu miktar veya değer 5.390,00-Türk Lirası olarak belirlenmiştir. İhtiyati tedbir talebinin reddi halinde, karar gerek karşı tarafın yokluğunda gerekse huzurunda verilmiş olsun, doğrudan istinaf yoluna gitme olanağı bulunmaktadır.
Kanun yoluna başvurmanın geçerli olabilmesi için, başvurunun kanunda belirtilen usule uygun olarak ve süresi içinde yapılması gerekir.
Aksi takdirde kanun yoluna başvurma hakkı düşer. Kanun yolunda yargılama, kural olarak, talep üzerine yapılır. İstinaf istemi, hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılabilir. Yapılan istinaf başvurularında bu başvurunun nedenleri gösterilmelidir. İnceleme, dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Hukuk Davası İstinaf İncelemesine Konu Olamayacak İşler
Bir kararın istinaf edilip edilemeyeceği kanun tarafından tayin edilmekte olup, mahkemenin kanuna göre istinaf edilemeyecek bir kararı edilebileceğine karar vermesi o davada istinaf yoluna gitme hakkı vermez. Türk hukuk sisteminde kanun koyucu dar anlamda istinaf sistemini benimsemiştir. Dar anlamda istinaf sisteminde, ilk derece mahkemesinde gündeme gelen her konu baştan sona incelenmemekte, istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin tespitleri ile bağlı tutulmakta, maddi olay incelemesi yapılmakla birlikte; yalnızca gereken konularda duruşmalı yargılama yapılmakta ve maddi olguyla ilgili şüpheli kalan veya bilinmeyen hususlar ile kural olarak, özellikle ilk derecede ileri sürülmeyen hususlar burada incelenmemekte, kararını ilk derece mahkemesinde toplanan dava malzemesine dayandırmaktadır. Diğer bir deyişle yeni vakıalar ve deliller ileri sürülememektedir. Yukarıda değindiğimiz hususlar haricinde istinaf yoluna başvurulamayacak durumlar şunlardır;
• Miktar ve değeri parasal sınırı geçmeyen malvarlığına ilişkin davalar Kesin olan davalar, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarıdır(HMK m. 341/2 göre). Bu miktar ve değeri, yeniden değerleme oranına göre, 2020 yılında 5.390,00-Türk Lirasıdır (HMK m. Ek 1).
• Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını geçmeyen tarafın istinaf yoluna başvurma hakkı yoktur.
• İlk derece mahkemelerinin ara kararları tek başlarına istinaf edilemez. Ara kararlar tek başlarına istinaf edilemez. Ara kararlar, yargılamayı sona erdirip mahkemenin dosyadan el çekmesini gerektirmediği diğer bir ifade ile nihai karar olmadığı için, tek başlarına istinaf edilememektedir. Ara kararlara karşı istinaf başvurusu ancak nihai karara karşı istinaf başvurusu ile birlikte yapılır.
• Özel kanun ya da hükümlerde istinaf yoluna gidilemeyeceği belirtilen kararlara karşı da istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinaf Aşamasında Islah, Davaya Müdahale, Birleştirme, Ayırma
Hukuk muhakemeleri Kanunu’nun 357. Maddesinde istinaf aşamasında yapılamayacak işlemler düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; ”Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.”
İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar
– İlk Derece Mahkemesi Kararının Kaldırılarak Gönderme Kararı Verilmesi HMK’nın 353. Maddesi birinci fıkranın a bendinde sayılan hallerde istinaf mercii esası incelemeden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeni bir karar verilmesi için, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verebilir. Anılan maddesinin ilgili bendindeki düzenlemeye göre;
1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması.
6) (Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde istinaf mercii esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
– İlk Derece Mahkemesi Kararının Kaldırılarak Davanın Kısmen ya da Tamamen Kabulüne Karar Verilmesi
Genellikle davanın reddine ilişkin, ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen veya tamamen haklı görülmesi halinde, istinaf mercii davanın esasına girerek, ilk derece mahkemesi kararını kaldırır ve onun yerine geçer ve davanın kısmen ya da tamamen kabulüne karar verir.
– İlk Derece Mahkemesi Kararının Kaldırılarak Davanın Reddine Karar Verilmesi
İlk derece mahkemesince verilmiş olan davanın kısmen veya tamamen kabulüne ilişkin bir kararda, davada haksız çıkmış olan davalı tarafından istinaf edilmesi halinde talebi haklı görülür ise istinaf mercii işin esasına girerek verdiği karardır.
– İlk Derece Mahkemesi Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi
İstinaf kanun yolu incelemesi kapsamında istinaf mercii tarafından, ilk derece mahkeme kararında düzeltilmesi mümkün maddi hataların tespit edilmesi halinde, dosyayı ilk kararı veren karar veren merciye geri göndermek yerine, lüzumlu düzenlemeler yapılarak aynı karar verilir. – İstinaf Başvurusunun Reddine Karar Verilmesi İstinaf kanun yolu, ilk derece mercilerince tesis edilmiş kararların maddi ve hukuki olarak incelenmesi ile kararda bir hukuka aykırılık tespiti halinde kaldırılması ile yeniden yargılama yapılmasını ifade ettiğinden, hukuka aykırı bir durum tespit edilememesi halinde başvuru reddedilecektir.