Bu yazımızda boşanma avukatlarının bakabileceği davalar arasında yer alan hayata kast nedeniyle boşanma nedir, pek kötü davranış nedeniyle boşanma nedir, hayata kast nedeniyle boşanma davalarında mal paylaşımı nasıl olur ve diğer tüm ayrıntılarla ilgili bilgiler bulabilirsiniz.
Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Nedir?
Eşlerden birini diğerinin hayatına kast etmesi kanunda özel bir boşanma nedeni olarak düzenlenmiştir. Hayata kast nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için önemli olan aleyhine dava açılacak olan eşin eyleminin öldürmeye yönelik olması ve kastının bulunmasıdır. Yaralamaya, acı çektirmeye ya da başka bir şekilde zarar vermeye yönelik eylemler ölüme yol açacak düzeyde olmadıkça hayata kast kapsamında değerlendirilmeyecektir. Bu durumlarda başka boşanma sebeplerine dayanarak dava açılması mümkündür.
Ayrıca eşinin hayatını sonlandırmaya yönelik eylemde bulunan kişinin bu eylemi kasten gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Olası kastın mevcut olması halinde de hayata kastın varlığı kabul edilmektedir. Ancak taksirle öldürmeye teşebbüs eden kişiye karşı hayata kast nedeniyle boşanma davası açılması mümkün değildir. İntihara teşvik etme ya da ölümle sonuçlanabilecek bir durumda kasten yardım etmeme durumları da hayata kast kapsamında değerlendirilmektedir.
Hayata kast durumu aynı zamanda bir ceza yargılaması konusudur. Eylemin kast ile mi taksir ile mi gerçekleştirildiği hususu ceza yargılaması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar boşanma davasındaki hakim ceza yargılamasının kararlarıyla bağlı olmasa da kanaat oluşturması açısından ceza yargılamasının da bir yandan yürütülmesi ve takip edilmesi önem taşımaktadır. Bu nedenle hayata kast nedeniyle boşanmak isteyen kişilerin hem boşanma hukuku hem de ceza hukuku alanında çalışan bir avukat ile süreci takip etmesi tavsiye edilir.
Pek Kötü Davranış Nedeniyle Boşanma Nedir?
Pek kötü davranış nedeniyle boşanma, bir kişinin eşinden vücut bütünlüğüne, ruhsal bütünlüğüne ve sağlığına yönelik saldırıları nedeniyle boşanmasıdır. Kasten öldürmeye varmayan, yani hayata kast nedeniyle boşanmanın kapsamında bulunmayan, ancak şiddetli derecede saldırıyı içeren hareketler pek kötü davranış nedeniyle boşanma sebebi oluşturmaktadır. Bir eylemin pek kötü davranış olarak değerlendirilmesi için fiziki bir saldırı zorunlu olmayıp sözlü saldırılar da bu kapsamda değerlendirilebilmektedir.
Belirtmek gerekir ki bu eylem kasten gerçekleştirilmelidir. Kastın bulunmadığı durumlarda pek kötü davranış nedeniyle boşanma yoluna başvurulamayacaktır. Ayrıca pek kötü davranışın sürekli olması aranmaz. Bir kez gerçekleşse dahi şart sağlanmış olur. Uygulamada pek kötü davranış nedeniyle boşanma davasına konu olan eylemlerden bazıları şunlardır;
- Eşin beslenme, tuvalet, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamasını engelleme
- Eşin darp edilmesi
- Eşin eve, odaya ya da başka bir alana kilitlenmesi
- Eşin cinsel istismara maruz bırakılması
Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Nedir?
Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, kişinin eşi tarafından onurunu kıracak, toplum içerisinde küçük düşürecek ve sosyal statüsünü düşürecek eylemlere maruz kalması sonucu boşanmasıdır. Kişinin şerefinin, onurunun ve toplum içindeki konumunun zedelenmesi halinde evliliğin devam etmesinin mümkün olmadığı kanun tarafından ön görülerek Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde bu durum bir özel boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.
Onur kırıcı davranış fiili, sözlü, yazılı ya da herhangi bir davranış ile birlikte gerçekleşebilir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında da kast aranmaktadır. Onur kırıcı davranışın kasten gerçekleşmemesi halinde dava bu nedene dayanarak açılamayacaktır. Uygulamada onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasına konu olan bazı eylemler şunlardır;
- Eşe iftira atılması
- Topluluk içerisinde eşe hakaret edilmesi, aşağılanması
- Eşin cinsel içerikli görüntülerinin rızası dışında yayılması
- Üçüncü bir kişi ile açık bir şekilde ilişki yaşanması
Hayata Kast Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı
Hayata kast nedeniyle boşanma sonrasında mal paylaşımı diğer boşanma sebeplerinden farklı olarak yapılabilmektedir. Kanun, hayata kast durumunun ağırlığını göz önünde bulundurarak mal paylaşımında dikkate almış ve özel bir düzenleme yapmıştır. Taraflar arasında geçerli olan mal rejiminin edinilmiş mallara katılma rejimi olması durumunda eşinin hayatına kast eden kişinin mal paylaşımında payının kaldırılması ya da payının azaltılmasına karar verilebilir. Diğer bir deyişle eşini öldürmeye teşebbüs eden kişi, boşanma sonra mal varlığından hiçbir pay almayabilir ya da yarıdan az bir pay almasına karar verilebilir. Hakim somut olayın özelliklerini değerlendirerek hakkaniyet gereğince hayata kast eden eşin pay alıp almayacağına, alacaksa hangi oranda alacağına karar verir. Ancak edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki mal rejimlerinde paylaşım genel esaslara göre yapılacaktır.
Hayata kast nedeniyle boşanma ve zina nedeniyle boşanmada bahsedildiği üzere mal paylaşımında farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenlere dayanılarak boşanan kişilerin mal paylaşımı davalarında uzman boşanma avukatına danışarak bilgi alması ve hukuki süreçleri avukat aracılığıyla yürütmesi tavsiye edilir. Avukat yardımı olmadan açılan davalarda eksiklikler ve hatalar nedeniyle mağduriyet yaşandığı sıkça görülmektedir.
Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanmada Affetme
Türk Medeni Kanunu’nun 162/3. Maddesinde hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma hususunda affın etkisi düzenlenmiştir. Bu davranışlara maruz kalan eşin rızası ile eşini affetmesi halinde söz konusu nedenlere dayanarak dava açması mümkün olmayacaktır. Örneğin; kendisini darp eden eşini baskı altında kalmadan kendi rızası ile affeden kişi pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası açamayacaktır. Affın açıkça sözlü ya da yazılı olarak beyan edilmesine gerek yoktur. Eğer kişi davranışlarıyla eşini affettiğini belli ediyorsa da dava hakkı ortadan kalkacaktır. Ancak af üzerine yeniden kanun maddesi kapsamındaki fiillerden birinin gerçekleşmesi halinde bu nedenlere dayanarak boşanma davası açma hakkı da yeniden doğmuş olacaktır.
Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasında Zamanaşımı
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası bu sebeplerin maruz kalan eş tarafından öğrenilmesinden itibaren 6 ay geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Yani hayatına kast edilen, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan kişinin maruz kalması ya da öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde boşanma davası açması gerekmektedir. Eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçmesiyle birlikte de dava hakkı zamanaşımına uğrar. Yani kişinin eylemi 5 yıl sonra öğrenmesi halinde 6 aylık süresi bulunmaz, 5 yıl geçtiği için dava hakkı düşmüş olur.
Zamanaşımı süresi dolmasıyla birlikte bu nedenlere dayanılarak boşanma davası açılamayacaksa da şiddetli geçimsizlik nedeniyle ya da diğer nedenlerle boşanma davası açılabilecek, bu davalarda söz konusu eylem mahkemece dikkate alınacaktır. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış aynı zamanda bir suç oluşturuyorsa ceza davası da açılabilecektir. Ceza yargılamasında da suç için öngörülen cezanın alt sınırına göre belirlenmiş olan belli zamanaşımı süreleri mevcuttur. Zamanaşımı sürelerinin takibi ve vaktinde dava açılması hak kaybı yaşamamak adına oldukça önemlidir.