Yüz Kızartıcı Suç Nedir?

Yüz kızartıcı suçlar, Anayasa ve bazı özel kanunlarda sayma usulü ile belirlenmiş ancak açık bir şekilde tanımlanmamış bir suç kategorisini ifade eder. Yüz kızartıcı suçlar ibaresinin çıkış noktası, hukuka aykırı işlem veya eylem yapan kişilerin, işledikleri suçun manevi ağırlığının kamuoyu vicdanında yarattığı rahatsızlıktır.

Yüz kızartıcı suçlar Türk Ceza Kanunu tarafından ayrıcı bir suç kategorisi olarak düzenlenmemiştir. Kavram, düzenlendiği kanunlar ve tanımı itibariyle doktrinde sıkça tartışılan bir konu olsa da yüz kızartıcı suçlar işe alım ilanlarında karşılaşılan bir kriter olması sebebiyle kişiler için önem teşkil etmektedir.

Yüz Kızartıcı Suçlar Nelerdir?

Yüz kızartıcı suçlar, kanun koyucu tarafından toplu biçimde düzenlenmemiştir. Buna göre yüz kızartıcı suçlar;

Yukarıda görüldüğü üzere bazı suçlar herkes tarafından işlenebilir. Bunun yanı sıra birtakım suçlar failin niteliği itibariyle özgü suçtur. Herkes tarafından işlenemeyeceği gibi fail bazı özelliklere sahip olmalıdır. Kişi, yukarıdan sayılan suçlarla karşı karşıya geldiğinde tecrübeli bir ceza avukatından hukuki yardım almalıdır. Herhangi bir hak kaybı yaşanmaması, iş akdinin şartlarının devam etmesi veya kişinin statüsünün korunması amacıyla profesyonel hukuki yardım elzemdir.

Yüz Kızartıcı Suçun Yer Aldığı Kanunlar

Yüz kızartıcı suçlar, anayasa ve birçok özel kanunda genellikle bir mesleği icra etmek ve görevi yürütmenin önünde engel teşkil edecek şekilde düzenleniştir. Bu kanunlar şunlardır:

Anayasanın bu hükmüne göre; …zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas… suçlarını işleyenler milletvekili seçilemezler.

Sigortacılık Kanunu’na göre; sigorta şirketi kuracak kişi …zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, görevi kötüye kullanma… gibi yüz kızartıcı suçlardan herhangi birini işlememiş olmalıdır.,

Kişilerin hâkim veya savcı adayı olabilmesi için kanunda belirtilen …. Zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas…. Gibi yüz kızartıcı suçları işlememiş olması gerekmektedir.

Banka kurucusu veya ortağı olmak için Bankacılık Kanunu’nda belirtildiği üzere …zimmet, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas… gibi yüz kızartıcı suçlar işlenmemiş olmalıdır.

Adli Sicil Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle Anayasa m.76’ya ve Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarla hak kaybına neden olan mahkumiyetler için adli sicil kaydının silinmesi için daha uzun bir süre öngörülmüştür. Dolaylı yoldan dahi olsa yüz kızartıcı suçlar için adli sicil kaydının silinme süresi daha uzun tutulmuştur.

Yüz Kızartıcı Suçun Tespiti

Yüz kızartıcı suçlar, kavram itibariyle soyut ve sübjektiftir yönler barındırır. Bu durumun sebebi kanun maddelerinde sıkça rastlanılan belirli suçlar sıralandıktan sonra ardına eklenen ‘’gibi yüz kızartıcı suçlar’’ ibaresidir. Bu ibarenin kullanılması suçun açıklığı ilkesine ters düşmektedir çünkü rölatif bakış açısına uygundur. Doğal olarak her suç kendi içerisinde yüz kızartıcı suçlar olarak tanımlanan suçlardan emareler barındırabilir. Bu durumda kişinin işlediği suç yüz kızartıcı olarak nitelendirilecek midir?

Danıştay kararlarında yüz kızartıcı suçun tespiti için kanunlarca sayılan suçlar dışında bir suçun yüz kızartıcı suç olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Yapılan her düzenlemeyle bu kavramsal yanlıştan dönülmektedir. Örneğin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu memurluğa engel suçları net bir şekilde sıralamış ve yüz kızartıcı suçlar ibaresini kullanmamıştır. Oysa kanunda sayılan suçlar, uygulamada yüz kızartıcı suçlar olarak bilinen suçlardır. Evrensel hukuk kurallarına uygun olarak suç, açık bir şekilde belirlenmiş, yoruma açık herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.

Yüz Kızartıcı Suçların Memuriyete Etkisi

Yüz kızartıcı suçlar, işlenmesi halinde devlet memuru olmaya; eğer kişi devlet memuru ise görevine devam etmesine engel olan suçlardır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre kişinin devlet memuru olabilmesi için taşıması gereken genel ve özel şartlar vardır. Devlet memurluğuna aday olacak kişinin; zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçlarını işlememiş olması gerekmektedir.

Yüz kızartıcı suçlar olarak bilinen bu suçlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yüz kızartıcı suçlar ibaresiyle yer almamıştır, açıkça sayılmıştır. Sonuç olarak, devlet memurluğuna aday olmak isteyen kişiler yukarıda sayılan ve yüz kızartıcı suçlar olarak bilinen suçları işlemeleri halinde devlet memuru olamazlar.

Affın Memuriyete Etkisi

Yüz kızartıcı suç işlediği için devlet memurluğuna aday olamayan kimseler, suçu affedilse dahi devlet memuru olamamaktadır. Bu durum 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. Uygulamada yüz kızartıcı suçlar olarak bilinen ancak 657 Sayılı DMK’de yüz kızartıcı suçlar ibaresine yer verilmeden sayılan suçlar her durumda devlet memuru olmaya yahut kişi devlet memuru ise görevini devam ettirmesine engeldir. Af çıkması halinde de bu durum değişmeyecektir.

Yüz Kızartıcı Suçlar Adli Sicil Kaydından Silinir Mi?

Yüz kızartıcı suçlar nedeniyle mahkûmiyet hükmünün adli sicil kaydından silinmesi mümkündür. Bir mahkûmiyet hükmü adli sicil kaydına, günlük hayatta bilinen adıyla sabıka kaydına alınır. Hükmün arşiv kaydına alınması belirli şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunlar; hükümlünün başvurusu üzerine memnu haklar iadesi kararı ile arşiv kaydının 15 yıl sonunda silinmesidir. Memnu haklar iadesi kararının verilmemesi durumunda 30 yılın sonunda arşiv kaydından silinir. Kanun yararına bozma ve yargılamanın yeniden yapılması durumunda beraat kararının verilmesi yahut ceza verilmesine yer olmadığı kararının çıkması durumunda arşiv kaydı ve adli sicil kaydı silinir. Bu durumun yanı sıra fiilin suç olmaktan çıkarılması durumunda kişinin başvurusu aranmaksızın arşiv kaydı ve adli sicil kaydı silinir.