Tefecilik Suçu ve Cezası TCK MD.241

Tefecilik suçu ve cezası 5237 ayılı Türk Ceza Kanunumuzun “Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar” Başlığı altında TCK 241 maddesinde düzenlenmiştir. TCK 241/1 maddesinde suçun basit hali düzenlenmişken, TCK 241/2 maddesinde daha ağır cezayı gerektiren hali diğer bir ifade ile “örgütlü tefecilik” düzenlenmiştir. Failin seçimlik hareketine göre senet kırdırma şeklinde tefecilik ve POS tefeciliği şeklinde suçun işlenmesi mümkündür. 

Yapılan yargılama sonucu tefecilik suçu unsurları oluşması halinde failin hürriyeti bağlayıcı ceza (Hapis Cezası) ile birlikte adli para cezası ile cezalandırılması mümkün olan suçlardandır. 

Tefecilik Suçu Nedir?

Tefecilik suçu TCK 241/1 maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre; 

TCK Madde 241/1; Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş yüz günden beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

TCK Madde 241/2;  Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Tefecilik Suçu ve Cezası İle Korunan Hukuki Değer

Ekonomik faaliyetler de belirli kurallar çerçevesinde yürütülmektedir.  Bu kurallara herhangi bir aykırılık serbest piyasa ekonomisine zarar vermektedir. Bu özelliği itibariyle büyük ölçüde kamu kaynakları koruma altına alınmaya çalışılmıştır. 

Ayrıca tefecilik suçu unsurları dikkate alındığında özellikle örgütlü tefecilik durumunda maddi açıdan çöküntü içerisinde bulunan kişilerin mal varlıklarının da korunduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle tefecilik suçları ile birden çok hukuki değerin koruma altına alındığını söylememiz mümkündür. 

Tefecilik Suçu Unsurları Nelerdir?

Tefecilik Suçu Faili

Suçun işleniş biçimi ve unsurları gibi durumlar düşünüldüğünde fail açısından özgü bir suç değildir. Bu nedenle suçun failinin herkes olması mümkündür. Buna karşın suçun işleniş biçimleri dikkate alındığında çoğunlukla tüzel kişi faaliyetleri çerçevesine de suçun işlendiği görülmektedir. TCK 242 maddesi ile suçun tüzel kişi faaliyetleri çerçevesinde işlenmesi halinde de düzel kişiliklere özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 

Tefecilik Suçu Mağduru

Fail açısından özgü bir suç olmadığı gibi mağdur açısından da özgü bir suç değildir. Genellikle suçun mağduru banka veya finans kuruluşlarından kredi temin etme imkanına sahip olmayan kişilerdir. 

Hukuka aykırı bir faaliyet olsa da tefecilik suçlarının ekonomik bir faaliyet olduğunu nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle kamu kurumunun düzenlemiş olduğu finansal faaliyetlerin bozulması ve vergi kaybının doğması gibi durumlar düşünüldüğünde kamunun suçtan zarar gören sıfatına sahip olduğunu söylememiz mümkündür. TCK 241 maddesi uyarınca yapılan yargılamalarda Hazine ve Maliye Bakanlığı genellikle suçtan zarar olarak yargılamaya müdahil olmaktadır. 

Tefecilik Suçunda Seçimlik Hareketler

Tefecilik ödünç para vermek şeklinde gerçekleşmektedir. Elbette ki sadece ödünç para vermek ile suç oluşmayacaktır. Failin hareketinin TCK 241/1 ve TCK 241/2 (Örgütlü Tefecilik) kapsamında değerlendirilebilmesi için bir takım unsurları barındırması gerekir. 

Tefecilik suçu unsurlarının oluşması için, failin ödünç olarak vermiş olduğu parayı kazanç elde etmek amacıyla vermesi gerekir. 

Senet Kırdırma Şeklinde Tefecilik

Her ne kadar TCK 241 ve devamı maddelerinde bu konuda ayrıca bir tanımlama yapılmamış ise de; Yüksek yargı organları senet kırdırma şeklindeki kambiyo senedinin el değiştirmesini tefecilik suçu kapsamında değerlendirmiştir. 

“5237 sayılı TCK’nın 241. maddesi hükmüne göre; tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para vermekle oluşacağı, anılan hükmün gerekçesinde de belirtildiği üzere atılı suçun, uygulamada “senet kırdırma” olarak bilinen usulle de işlenebileceği, zira bu durumda kambiyo senedinin el değiştirmesinin kişiler arasındaki doğmuş olan bir alacak borç ilişkisine dayanmayıp bizatihi kambiyo senedinin kendisinin satılıp satın alındığı gözetildiğinde, dosyadaki Vergi İnceleme Raporlarının dayanağını oluşturan banka ve finans kurumu kayıtlarına göre, müştekiye ait çeşitli banka şubelerinden verilen çeklerin 2005 ve 2006 yılları içerisinde finans kurumu ya da sanığa ciro edildikten sonra, finans kurumuna takas için ibraz edildiği ve bu kayıtların müştekinin aşamalardaki ısrarlı beyanlarını teyit eder mahiyette olduğu, sanığın aşamalardaki savunmalarının çelişkiler içerdiği ve müşteki ile aralarındaki bahse konu kambiyo senedinin el değiştirmesi işlemlerinin dayanağı ticari ilişkiyi inandırıcı biçimde açıklayamadığı anlaşılmakla; yüklenen zincirleme tefeciliğin tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden, suçun sübutuna ilişkin bilirkişi raporundaki değerlendirmelere itibar edilerek, dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…” [1]

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 18.02.2014 tarih, 2012/13551 esas ve 2014/1760 sayılı kararı

Post Tefeciliği Suçu

Tefecilik suçlarının diğer bir işleniş biçimi ise POS tefeciliği olarak adlandırılmaktadır. Kredi kartı kullanımının yaygınlaşması ile son yıllarda POS tefeciliği sık karşılaşılan bir seçimlik hareket olarak karşımıza çıkmaktadır. 

“Sanığın iş yerinde bulunan POS cihazlarını gıda ve kontör ticareti dışında kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullandığı, yapılan işlemler sonucunda gelir elde ederek tefecilik suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından vergi tekniği raporu kapsamında vergi müfettişi tarafından beyanlarına başvurulan ancak yargılama aşamasında dinlenilmeyen tanıkların dinlenilerek gerçekten alışveriş yapıp yapmadıklarının tespit edilmesinden, komisyon ödeyip ödemediklerinin sorulmasından, suç tarihinin belirlenmesi açısından çekimlerin hangi tarihte yapıldığının tespit edilmesinden ve sanık hakkında tefecilik yapıp yapmadığına dair kolluk marifetiyle ayrıntılı ve gizli araştırma yaptırılmasından sonra, sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması…” [2]

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25.03.2021 tarih, 2020/7118 esas ve 2021/1691 sayılı kararı

Görüldüğü gibi Yargıtay İlgili ceza daireleri tefecilik suçlarının oluşması için salt fiili olarak ödünç para vermeyi benimsememiştir. Bu durumda failin asıl amaç ve maksadını ortaya koyan birçok davranışı tefecilik suçu unsurları arasında kabul etmiştir. 

Örgütlü Tefecilik Suçu Nedir?

Suçun daha ağır cezayı gerektiren halinin düzenlenmiş olduğu TCK 241/2 maddesi genellikle örgütlü tefecilik olarak adlandırılmaktadır. 

TCK 241/1 maddesinde düzenlenen suçun basit halinde geçerli olan tefecilik suçu unsurları aynı şekilde örgütlü tefecilik içinde geçerlidir. Diğer örgütlü suçlarda olduğu gibi; Örgütlü tefecilik suçunda da en az üç kişi ile birlikte ve hiyerarşik bir yapı içerisinde suçun işlenmesi örgütlü tefecilik suçuna vücut vermektedir. 

Örgütlü Tefecilik Suçu Cezası

Yukarıda da belirttiğimiz gibi örgütlü tefecilik TCK 241/1 maddesindeki suçun daha ağır cezayı gerektiren hali niteliğindedir. Suçun bu şekilde herhangi bir suç örgütünün faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunda failler hakkında TCK 241/1 maddesi uyarınca verilecek olan ceza 1 (Bir) kat oranında arttırılmaktadır. 

Tefecilik Suçuna Teşebbüs

TCK 241/1 maddesinde yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere suçun oluşması için failin kazanç elde etmek amacı ile vermiş olduğu ödünç paradan dolayı kazancın elde edilip edilmediğinin bir önemi bulunmamaktadır. 

Fail hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanması, TCK 35/1 maddesinde de tanımlandığı gibi “elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamamasına” bağlıdır. Fail ile suçun mağduru arasında bu yönde bir anlaşma sağlanmış olmasına rağmen taraflar arasında para alışverişi gerçekleşmemiş olması halinde dahi tefecilik suçuna teşebbüs gerçekleşebilecektir. 

Zincirleme Tefecilik Suçu

Zincirleme suç tanımı TCK 43/1 ve TCK 43/2 maddesinde yapılmıştır. Buna göre; Herhangi bir suçun değişik zamanlarda birden fazla kez işlenmesi halinde fail hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmasına imkan vermektedir. 

Tefecilik suçu unsurları arasında yer alan ve özellikle örgütlü tefecilik suçlarının farklı zamanlarda ve aynı kişi yada farklı kişilere karşı işlenerek kazanç elde etmek amacıyla ödünç para vermeyi meslek haline getirmek olmak yer almaktadır. Bu durumlar göz önüne alındığında tefecilik suçu için zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. 

Tefecilik suçlarında suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verilmesi halinde zincirleme tek tefeciliğin oluşacağı nazara alındığında; sanığın tanıklar … ve …’a ödünç para verme eyleminin zincirleme tefecilik suçunu oluşturduğu gözetilerek tebliğnamedeki düşme ve bozma isteyen görüşlere iştirak edilmemiştir.” [3]

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 24.10.2023 tarih, 2021/10399 esas ve 2023/10269 sayılı kararı

Tefecilik Suçu Cezası

Suçun temel şeklinin düzenlenmiş olduğu TCK 241/1 maddesi kapsamında işlenmesi (örgütlü tefecilik hariç) halinde fail hakkında; 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası ile beş yüz günden beş bin güne kadar adli para cezası öngörülmüştür. 

Tefecilik suçlarının herhangi bir suç örgütü faaliyeti kapsamında işlenmesi, diğer bir ifade ile örgütlü tefecilik suçu için, tefecilik suçu unsurları oluşması halinde TCK 241/1 maddesi uyarınca verilecek olan ceza 1 kat oranında arttırılmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi tefecilik suçları için zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Zincirleme tefecilik suçunda ise fail hakkında suçun ağırlığına göre TCK 241/1 maddesi uyarınca verilecek olan 1/4  ile 3/4  oranında arttırılabilecektir.

Tefecilik Suçunda Yargılama 

Tefecilik suçlarının cezasının üst sınırları dikkate alındığında yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerindedir. Yargılama yetkisi ise suçun işlenmiş olduğu yer Asliye Ceza Mahkemesidir. 

Tefecilik Suçu Zamanaşımı Süreleri

Tefecilik suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre zincirleme suçlarda son hareketin gerçekleşmiş olduğu tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır. Ayrıca herhangi bir sebeple zamanaşımını kesen hukuki işlemden ötürü uzamış olan zamanaşımı süresi ise 12 yıldır. 

Sık Sorulan Sorular

Tefecilik Suçu Nasıl İspatlanır?

Ceza yargılamasında hukuka uygun şekilde elde edilmiş olan her türlü delil kullanılabilmektedir. Tefecilik suçlarında ise genellikle; Kredi kartı ekstreleri, tanık beyanları, fatura, mesaj kayıtları, banka hesap ekstreleri gibi veriler delil olarak kullanılmaktadır. 

Tefeciden Para Almak Suç Mu?

Tefecilik suçu unsurları başlığında da belirttiğimiz gibi sadece kazanç elde etmek amacıyla faiz karşılığında para vermek fiili suç olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle tefeciden para almak suç olarak tanımlanmış bir fiil değildir. 

Tefecilik Yapan Nereye Şikayet Edilir?

Diğer suçlarda olduğu gibi tefecilik suçlarında da Cumhuriyet Savcılıkları, jandarma veya emniyet müdürlükleri gibi kolluk kuvvetlerine müracaat edilerek şikayet hakkının kullanılması mümkündür. 

Tefecilik Suçundan Nasıl Beraat Edilir?

Tefecilik suçu unsurları oluşmaması halinde fail hakkında ceza verme yoluna gidilmesi mümkün değildir. Bu nedenle tefecilik suçlarından beraat edebilmek için suçun unsurlarının oluşmaması gerekmektedir. 

Tefecilik Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir?

Tefecilik suçları şikayete tabi suçlardan olmadığı gibi ayrıca uzlaşmaya tabi suçlar arasında da yer almamaktadır. TCK 241 maddesindeki suçu işleyen fail hakkında re’sen soruşturma yapılmaktadır.