Taksirle yaralama suçu ve cezası 5237 sayılı TCK’nın “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 89. Maddesinde düzenlenmiştir. Ülkemizde ve dünya genelinde taksirle yaralama suçu; Trafik kazaları ve iş kazaları sonucu gerçekleşmektedir. Ayrıca malpraktis olarak adlandırılan doktor hatalarına bağlı olarak gerçekleşen yaralanmalar da yine taksirle yaralama suçunu oluşturabilmektedir.
TCK 89 maddesinde düzenlenin suçun işlenmesinde “taksir” kavramı öne çıkmaktadır. Bu nedenle öncelikle taksirli suç konusunda kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.
Taksirli Suç Nedir?
Taksir TCK’nın 22/2. Maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre;
“Gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suç tanımında yer olan neticenin öngörülmemesi ile gerçekleşmesidir.”
Taksirle yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren durumları arasında sayılan “Bilinçli Taksir” ise yine TCK 22/3 maddesinde tanımlanmıştır.
“Bilinçli taksir, öngörülmesi mümkün bir neticenin istenmemesine karşın gerçekleşmesi durumlarında gerçekleşen netice durumunda söz konusu olmaktadır.”
Taksirle Yaralama Suçu Cezası
Taksirle yaralama suçu cezası mağdurda meydana gelen yaralanmanın derecesi ve niteliğine göre değişmektedir.
Mağdurun TCK 89/2,3,4 ve 5 maddelerinde belirtilen durumlar haricinde yaralanması diğer bir ifade ile; Kişinin basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek ölçüde yaralanması halinde fail 3 ay ile 1 yıl arasında hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.
Duyularından Veya Organlarından Birisinin İşlevinin Sürekli Zayıflamasına Neden Olacak Şekilde Taksirle Yaralama
TCK 89/2-a maddesine göre yaralanmadan dolayı mağdurun duyu yada organlarından herhangi birisinin işlevini gereği gibi yerine getirememesi durumunda fail hakkında TCK 89/1 maddesi uyarınca verilecek olan cezanın yarı oranında arttırılması mümkündür.
Vücudumuzda çift olarak bulunan organ veya 5 duyu organımızdan herhangi birisinin işlevinin zayıflaması TCK 89/2-a maddesinin uygulanmasına yeterlidir. Örneğin duyu organlarımızdan gözün sadece birisinde görme konusunda bir zayıflamanın olması halinde yine TCK 89/2-a maddesi uygulanabilecektir.
Vücutta Kemik Kırılmasına Sebebiyet Verecek Şekilde Taksirle Yaralama
Mağdurun vücudunda kemik kırılması veya çıkık oluşması da yine taksirle yaralama suçunda TCK 89/2-b maddesi uyarınca daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmıştır. Kemik kırığı ve çıkığının mağdurun hayati fonksiyonlarına etkisine göre verilecek olan ceza yine yarı oranında arttırılmaktadır.
Konuşmasında Sürekli Zorluğa Neden Olacak Şekilde Taksirle Yaralama
TCK 89/2-c maddesine göre mağdurun konuşma yetisinin zayıflaması durumu da daha ağır cezayı gerektiren haller arasındadır. Mağdurun konuşma yetisinin tamamen kaybolması (TCK 89/3-c) durumundan farklıdır. Bu durumda da yine fail hakkında verilecek olan cezanın yarı oranında arttırılması mümkündür.
Yüzde Sabit İze Sebebiyet Verecek Şekilde Taksirle Yaralama
Yüzde sabit iz “çehre” olarak adlandırılan, yüzün kulaklar ile çene bölgesi arasında kalan bölgelerde meydana gelen bozukluklardır. Bu konuda genellikle Adli Tıp Kurumunun belirlemiş olduğu (1 -3 metre) mesafeden söz konusu yüzdeki bozukluğun fark edilebilir derecede olan izler sabit iz olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca bu izin cerrahi bir müdahale ile giderilebilir olup olmaması taksirle yaralama suçunda TCK 89/2-d maddesinin uygulanmasına engel değildir.
Yüzde sabit ize neden olan taksirle yaralama durumunda da yine fail hakkında verilecek olan ceza yarı oranında arttırılmaktadır.
Kişinin Yaşamını Tehlikeye Sokacak Şekilde Taksirle Yaralama
Anlık bir şekilde de olsa mağdurun yaralanmasına bağlı olarak hayati tehlike geçirmesi yine taksirle yaralama suçunda daha ağır cezayı gerektiren haller arasında sayılmıştır. Yaralanmadan dolayı mağdurun hayati tehlike geçirmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza yarı oranında arttırılır.
Yukarıda belirtmiş olduğumuz durumlar haricinde gebe olan mağdurdaki yaralanmaya bağlı olarak çocuğun vaktinden önce doğmasına sebebiyet verilmesi halinde fail hakkında verilecek olan ceza yarı oranında arttırılır. (TCK 89/2-e)
Taksirle Yaralama Suçunda Daha Ağır Cezayı Gerektiren Haller
Taksirle yaralama suçunda daha ağır cezayı gerektiren haller TCK 89/3 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre mağdurun;
- İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa ya da bitkisel hayata girmesi,
- Duyularından ya da organlarından herhangi birisinin işlevinin tamamen yitirilmesi,
- Konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin tamamen kaybolması,
- Yüzde sürekli değişikliğe,
- Gebe bir kadının çocuğunu düşürülmesi
Şekillerinde yaralanması halinde fail hakkında TCK 89/1 maddesi uyarınca verilecek olan ceza bir kat oranında arttırılmaktadır.
Bilinçli Taksirle Yaralama
TCK 89 maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçları için “bilinçli taksir” hükümlerinin uygulanması mümkündür. TCK 22/3 maddesinde yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere neticesi istenmese de öngörülebilmesi mümkün olması halinde bilinçli taksir hükümleri uygulanmaktadır.
Örneğin trafik kazaları sonucu meydana gelen yaralanmalarda suçun failinin kırmızı ışık ihlali yaparak veya hız kurallarına uymayarak kaza meydana gelmiş olması halinde bilinçli taksir hükümleri uygulanmaktadır.
Fail hakkında taksirle yaralama suçunun unsurları oluşması halinde TCK 89/1,2,3,4 ve 5 maddeleri uyarınca verilecek olan ceza 2/3 – 1/2 oranında arttırılmaktadır.
Doktor Hatası Nedeniyle Yaralanma (Malpraktis)
Trafik kazaları ve iş kazaları ile birlikte doktor hatasına bağlı olarak da yaralanmalar meydana gelmektedir. Bu durumda doktorun görevini icra ettiği sırada gerekli özen ve itinayı göstermemesine bağlı olarak yaralanma gerçekleşmesi durumunda taksirle yaralama suçundan yargılanması mümkündür. Doktor hatalarına bağlı yaralanmalar konusunda daha detaylı bilgi sahibi olmak için “Malpraktis Davaları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Taksirle Yaralama Suçu Unsurları
TCK 89 ve devamı maddeleri ile taksirle yaralama suçu konusunda yerel mahkemeler ile yüksek yargı organlarının kararlarında vurgulamış olduğu taksirle yaralama suçu unsurlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Fiilin Taksirle İşlenebilir Olması
Ceza hukukunda genel olarak suçlar işleniş biçimlerine göre “kasten işlenen suçlar” ve “taksirli suçlar” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. TCK 89 maddesinden de anlaşılacağı üzere suçun en temel unsuru taksirle işlenmesi mümkün suçlardan olmasıdır.
Neticenin İstenmemesi
Taksirle yaralama suçlarında failin hareketinin iradi bir davranış olmasına karşın neticenin yani yaralanma olayının istenmemesi gerekir. Aksi durumlarda ise failin hareketi kastı bir davranış olarak nitelendirileceğinden eylemine uyan farklı suçlardan yargılanması mümkün olacaktır.
İlliyet Bağının Kurulması
Mağdurun yaralanması ile failin hareketi arasında bir illiyet bağının bulunması gerekir. Bu illiyet bağının kurulamaması halinde failin yaralanma olayından dolayı sorumlu tutulması mümkün değildir.
Taksirle Yaralama Suçunda Şikayet
Taksirle yaralama suçları genel olarak şikayete tabi suçlardandır. Ancak yukarıda belirtmiş olduğumuz bilinçli taksir durumunda TCK 89/1 maddesinde belirtilen şekilde meydana gelen yaralanmalar haricinde mağdurun şikayeti aranmamaktadır. Bu durumda fail hakkında re’sen soruşturma yapılarak suçun unsurlarının oluşması halinde hakkında kamu davası açılmaktadır.
Bir çok şikayete tabi suçlarda olduğu gibi TCK 89 maddesi için de 6 aylık şikayet için zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Mağdurun bilinçli taksir haricindeki durumlar hariç olmak üzere yaralanmanın gerçekleşmesinden itibaren 6 aylık süre içerisinde şikayet hakkını kullanması gerekir.
Taksirle Yaralama Suçunda Yargılama
Suçun daha ağır cezayı gerektiren halleri ile birlikte bilinçli taksir durumlarında TCK 89 ve devamı maddeleri uyarınca yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerindedir. Yargılama yetkisi ise suçun işlenmiş olduğu yer Asliye Ceza Mahkemesidir.
Taksirle Yaralama Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
TCK 89/1,2,3 maddelerinde belirtilen ceza alt ve üst sınırları itibariyle taksirle yaralama suçları hakkında HAGB kararı verilmesi mümkündür. Ancak cezanın 2 yıldan az olması, failin HAGB kararını kabul etmesi gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının oluşması gerekmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Yaralamalı Trafik Kazası Şikayet Bağlı Mıdır?
TCK 89 maddesinin en sık uygulandığı durumlar arasında trafik kazaları gelmektedir. Bu nedenle yaralamalı trafik kazası da yukarıda belirtmiş olduğumuz bilinçli taksir durumları hariç olmak üzere şikayete tabidir.
Taksirle Yaralama Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir?
Taksirle yaralama suçu uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer alır. Daha ağır cezayı gerektiren haller ile birlikte bilinçli taksir durumları hariç olmak üzere fail hakkında kamu davası açılmadan önce taraflar arasında uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.