İş Mahkemesi Nedir?
İş mahkemesi, en basit tanımıyla iş davası olarak tanımlanan davanın görüldüğü mahkemedir. Diğer bir deyişle İş Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlardan kaynaklanan iş sözleşmesine ve diğer hususlara ilişkin uyuşmazlıkların sonuçlandırıldığı mahkeme, İş Mahkemesi’dir.
İş Mahkemesi bir ihtisas mahkemesidir. İhtisas mahkemesi, yalnızca belirli bir alandaki davalara bakan mahkemelere denmektedir. İş Mahkemesi gibi ihtisas mahkemelerinin kuruluş amacı mahkemenin görev alanındaki iş hakkında daha doğru ve hızlı kararlar verilmesini sağlamaktır.
Ülkemizde iş davalarının sayısı oldukça yüksek olduğundan ve iş hukuku ayrı bir uzmanlık gerektirdiğinden bu alanda da ihtisas mahkemesi kurulması ihtiyacı doğmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki her yargı çevresinde İş Mahkemesi bulunmamaktadır. İş Mahkemesi bulunmayan yargı bölgelerinde iş davalarına Asliye Hukuk Mahkemesi, İş Mahkemesi sıfatıyla bakar. Bu nedenle dava açmadan önce mutlaka görevli mahkemenin doğru şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
İş Mahkemesi’nde Dava Nasıl Açılır?
İş Mahkemesi‘nde dava, mahkemeye dava dilekçesi sunarak ve gerekli harçları yatırarak açılabilir. Ancak bazı iş davalarında zorunlu arabuluculuk şartı bulunmaktadır.
Bu şart yerine getirilmeden dava açılması halinde dava usulden reddedilecektir. Makalemizin devamında bu konuya detaylı olarak değinilmiştir. Dava dilekçesinde davaya konu olay veya olgunun doğru ve eksiksiz şekilde aktarılması, vakaların delillendirilmesi ve kanunda dava dilekçesi için aranan şartların sağlanması gerekir.
Aksi takdirde davanın esastan ya da usulden reddedilerek olumsuz sonuçlanması ile karşı karşıya kalınacaktır. İş Mahkemesi’nde dava, dava açmak isteyen kişi ya da kurum tarafından bizzat açılabileceği gibi avukat aracılığıyla da açılabilir.
Ne yazık ki avukat olmadan açılan davalarda birçok usul hatası yapıldığı, dava dilekçelerinde eksiklikler bulunduğu görülmekte ve bundan dolayı hak kayıpları yaşandığı bilinmektedir. Bu sebeple İş Mahkemesi’nde dava açmak isteyen kişi ve kurumların bir iş avukatı aracılığıyla davayı açması ve takip etmesi önerilir.
İş Mahkemesinde Hangi Davalar Görülür?
İş Mahkemesi, özel görevli mahkemelerdir. Özel görevli mahkeme olmasının anlamı yalnızca kanunda belirtilen davalara bakmakla görevlendirilmiş olmasıdır. İş Mahkemesi’nde görülen davalar şunlardır;
- İşçinin ödenmeyen ücret alacağı, yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı gibi alacaklarına ilişkin davalar.
- İşçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı talep ettiği davalar.
- İşe iade davası.
- İş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı, daimi iş göremezlik tazminatı ve diğer tazminat davaları.
- İş ilişkisinin tespiti, hizmet tespiti gibi iş hukukuna ilişkin tespit davaları.
- SGK’nın taraf olduğu ilgili mevzuata dayalı davalar.
- Türkiye İş Kurumu’nun taraf olduğu ilgili mevzuata dayalı davalar.
- Kanunlarca İş Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilen davalar.
İş Mahkemesi’nin görev alanına giren bir davanın başka bir mahkemede açılması halinde görevsizlik kararı verilecektir. Bu da hem zaman hem de maddiyat kaybı anlamına gelmektedir. Bu nedenle görevli mahkeme konusunda danışmak ve davanın takibini yaptırmak amacıyla bir iş avukatı ile çalışılması tavsiye edilir.
İş Davalarında Yetkili Mahkeme
İş davalarında davanın nerede açılacağı, yani hangi İş Mahkemesi’nde açılacağı da önem taşır. Aksi takdirde yetkisizlik kararı verilebilir ve bu da sürecin uzamasına neden olur. Hangi İş Mahkemesi’nin yetkili olduğu İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. Maddesinde belirtilmiştir. Kanuna göre yetkili İş Mahkemeler’i şöyledir:
- Davalının yerleşim yerindeki ya da işin görüldüğü yerdeki İş Mahkemesi yetkilidir.
- Birden çok davalı bulunuyorsa herhangi birinin yerleşim yerindeki İş Mahkemesi de yetkili olmaktadır.
- İş kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında kazanın ya da zararın ortaya çıktığı yerdeki ve kaza geçiren işçinin yerleşim yerindeki İş Mahkemesi de yetkili olmaktadır.
İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
Kanunda yapılan değişiklik ile birlikte iş davalarında zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Bunun anlamı arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılamayacağıdır.
Ancak zorunlu arabuluculuk şartı İş Mahkemesi’nde görülen her dava için değil belli başlı davalar için getirilmiştir. Zorunlu arabuluculuk işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklı alacak, tazminat ve işe iade talepli davalarda söz konusu olmaktadır.
Örneğin; haklı nedenle iş sözleşmesini fesheden bir işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı gibi taleplerle açacağı dava zorunlu arabuluculuk şartına tabidir. Fakat iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan tazminat veya başka talepli davalarda arabuluculuk şartı bulunmamaktadır.
Arabuluculuk kurumunun iş davalarında zorunlu hale getirilmesinin amacı İş Mahkemesi üzerindeki yükü azaltmak ve işçinin haklarına daha hızlı kavuşmasını sağlamaktır.
Ancak uygulamada ne yazık ki bu amaca ulaşılamamıştır. Genelde formalite olarak uygulanan arabuluculukta işçiye sunulan teklifler oldukça düşük olmakta ve dava açmaya mecbur bırakılmaktadır.
Fakat buna rağmen istisna da olsa arabuluculuğun gerçek amacına uygun olarak işlediği ve işçinin alacağına hızlı bir şekilde kavuşabildiği örnekler de mevcuttur.
Arabuluculuk sürecini davacı ya da davalı kendisi takip edebileceği gibi bir avukat aracılığıyla da arabuluculuk başvurusu yapabilir ve süreci yürütebilir.
İş Mahkemesi Kararına İtiraz
İş Mahkemesi’nin verdiği karara itiraz etmek, daha doğru bir şekilde söylemek gerekirse karara karşı istinaf yoluna başvurmak mümkündür.
İstinaf yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi olan İş Mahkemesi kararını inceler. İstinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararın onanmasına, bozulmasına ya da düzeltilerek onanmasına karar verebilir.
Kararın onanması ya da düzeltilerek onanması durumunda aşağıda daha detaylı anlatacağımız temyiz yoluna başvurarak istinaf mahkemesi kararına itiraz edilebilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararı vermesi durumunda ise dosya yeniden ilk derece mahkemesi olan İş Mahkemesi’ne gönderilerek yargılama yapılır. İstinaf mahkemesinin kararına karşı da temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesini ise Yargıtay yapar.
Belirtmek gerekir ki her uyuşmazlıkta istinaf ve temyiz yoluna başvurmak mümkün değildir. Bu yollara başvurabilmek için uyuşmazlığın konusunun belli bir miktarın üzerinde olması gerekir.
İş Mahkemesi’nde verilen bir karara karşı istinaf yoluna başvurmak için uyuşmazlığın konusunun 2021 yılı itibariyle en az 5.880 TL olması gerekir.
Temyiz yoluna başvuru için aranan miktar ise en az 78.630 TL’dir. Bu miktarların altında kalan uyuşmazlıklar için itiraz yolu kapalıdır ve İş Mahkemesi’nin verdiği karar kesindir. Fakat iş davalarında istinaf ve temyiz sınırı her yıl güncellendiğinden bu sınırların kontrol edilmesinde fayda vardır.