Beraat ve derhal beraat kararı sanık için aynı hukuki sonuçları doğuran bir karar türüdür. CMK 223/2 maddesi ve alt bentlerinde yargılama sonrasında sanık hakkında verilecek olan beraat kararlarının dayanakları sıralanmıştır. Ayrıca beraat kararı verilecek durumlar aynı zamanda derhal beraat kararı verilmesi gereken durumlar içinde geçerlidir.
Aralarındaki en belirleyici ve tek fark beraat kararı sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, suçun sanık tarafından işlenip işlenmediği gibi hususların araştırılmasından sonra verilir. Derhal beraat kararında ceza dava dosyasında mevcut bulunan delillerin beraat kararı verilmesine yeterli olduğu durumlarda, herhangi bir ek araştırmaya veya delil toplamaya gereksinim duyulmaması halinde verilmektedir. Yazımızın sonunda paylaşacağımız beraat kararı örnekleri ile durum daha anlaşılabilir olacaktır.
Beraat ve Düşme Arasındaki Fark
Beraat kararı doğurmuş olduğu hukuki sonuçlar itibariyle bir çeşit aklanmadır. Buna karşın düşme kararı sanığın suçsuzluğunun tam olarak kanıtlanmamış olması durumudur. Her ne kadar sanık için her iki durumda cezasızlık sonucu doğmuş olsa da beraat kararı ve düşme arasındaki fark özellikle idari işlemlere konu olabilecek durumlarda önemlidir.
Sanık hakkında verilebilecek beraat kararlarının dayanakları CMK 223 maddesinde sıralanmış iken; Düşme kararı verilebilecek durumlar Türk Ceza Kanununun dördüncü bölümünde “dava ve cezanın düşürülmesi” başlığı altında yer almaktadır. Buna göre düşme kararı verilebilecek durumlar aşağıdaki gibidir.
- Sanığın ölümü
- Af
- Zamanaşımı sürelerinin dolması (Ceza zamanaşımı / Dava zamanaşımı)
- Şikayete tabi suçlarda şikayetten vazgeçme
- Ön ödemenin gerçekleşmesi
- Uzlaşma
Beraat ve Derhal Beraat Kararı Verilmesi Gereken Haller
Derhal beraat kararı verilebilecek durumların tam olarak anlaşılabilmesi için öncelikle beraat kararı verilebilecek durumların anlaşılması gerekir. Çünkü derhal beraat kararı verilmesi gereken durumlar ile beraat kararı verilmesi gereken durumların dayanakları aynıdır. Buna göre CMK 223/2 maddesinde yer alan beraat kararı verilebilecek durumlar aşağıdaki gibidir.
Yüklenen Fiilin Kanunda Suç Olarak Tanımlanmamış Olması Halinde Beraat ve Derhal Beraat Kararı
CMK 223/2-a maddesinde yer alan hükme göre sanığın üzerine atılı fiilin ceza kanunu veya diğer özel yasalar ile suç olarak tanımlanmamış olması halinde beraat kararı verilmelidir. Uygulamada daha çok suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle verilen beraat kararları CMK 223/2-a maddesine dayandırılır. Birçok hukuk sisteminde geçerli olan “kanunilik ilkesi” Türk Hukuk sistemimizde de geçerlidir. Buna göre kanunun suç olarak saymadığı bir fiil için cezalandırma yoluna gidilemeyeceği gibi ilgili hakkında herhangi bir güvenlik tedbiri de uygulanamaz.
Yapılan yargılama sırasında veya delillerin toplanmasından sonra failin gerçekleştirmiş olduğu fiilin suç olarak tanımlanmamış olması halinde beraat ve derhal beraat kararı verilecektir.
Yüklenen Suçun Sanık Tarafından İşlenmediğinin Sabit Olması Nedeniyle Beraat ve Derhal Beraat Kararı
CMK 23/2-b maddesinde yer alan hükme göre ise yasa gereği bir suç olmasına rağmen, bu suçun anık tarafından işlenmediğinin sabit olması durumunda verilmesi gereken beraat ve derhal beraat kararıdır. Bu özelliği itibariyle uygulamada “delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı” olarak da tabir edilmektedir.
Yüklenen Suç Açısından Failin Kast veya Taksirinin Bulunmaması Nedeniyle Beraat ve Derhal Beraat Kararı
Ceza kanunumuzda tanımlanmış suçların birçoğunun temel unsuru kast veya taksirdir. TCK 21 maddesinde yapılan tanıma göre, failin suçun tanımının yapıldığı sevk maddesindeki neticeleri bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olması halinde kast unsuru da gerçekleşmiş olacaktır. Taksir, failin gerekli özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu, öngörülmeyen ve istenmeyen neticenin gerçekleşmesi durumunda söz konusudur.
Örneğin TCK 86 maddesinde yer alan kasten yaralama suçunda kast suçun temel unsuru iken, TCK 89 maddesinde yer alan taksirle yaralama suçunda taksir unsurunun varlığı suçun temel unsuru arasında yer alır.
Her iki durumda da kastın veya taksirin bulunmaması fail hakkında beraat kararı verilmesine imkan tanıyacaktır. Yargılama aşamasında taksirin veya kastın varlığının tespit edilmemesi bir takım hukuki işlemlere konu olması nedeniyle sıklıkla derhal beraat kararlarına CMK 223/2-c maddesi konu olmamaktadır.
Hukuka Uygunluk Nedeniyle Beraat ve Derhal Beraat Kararı
Bazı durumlarda failin eylemine bağlı olarak yasada belirtilen ve suçun unsuru olan neticelerin gerçekleşmiş olmasına rağmen yasa gereği fail hakkında ceza verme yoluna gidilemez. Bu durumlar genellikle aşağıdaki gibidir.
- Meşru savunma (Meşru Müdafaa TCK 25)
- Kanun hükmünü yerine getirme (TCK 24)
- Bir hakkın kullanılması (TCK 26)
- İlgilinin rızası (TCK 26/2)
Yüklenen Suçun Sanık Tarafından İşlendiğinin Sabit Olmaması Nedeniyle Beraat ve Derhal Beraat Kararı
Delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı olarak bilinen bir başka durum ise CMK 223/2-e maddesinde düzenlenmiştir. Yine ceza davasına konu olan olayda, ceza hukuku açısından suç teşkil eden bir olmasına arşın bu fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiği yönünde cezalandırmaya yeter delil bulunmadığı durumlarda sanık hakkında beraat ve derhal beraat kararı verilebilmektedir.
CMK 223/2 maddesinde belirtilen beraat kararlarının dayanakları aynı zamanda şartların oluşması ile derhal beraat kararı verilmesi gereken haller kapsamında da yer alabilmektedir.
Derhal Beraat Kararı Nedir?
Beraat ve derhal beraat kararı fail için aynı hukuki sonuçları doğuran hukuki işlemlerdir. Özellikle ceza yargılaması sırasında, soruşturma aşamasında toplanmayan deliller toplanmaktadır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz beraat kararı verilmesi gereken durumlar konusunda mahkemece bir araştırma gereği bulunmaması, halinde herhangi bir araştırma yapılmaksızın sanık hakkında beraat kararı verilebilecektir. Bu durumun varlığı uygulamada derhal beraat kararı olarak adlandırılmaktadır.
Derhal Beraat Kararı Şartları
Sanık hakkında derhal beraat kararı verilmesinin en önemli koşulu CMK 223/2 maddesinde yer alan beraat kararı verilmesi gereken hallerin var olmasıdır. Niteliği itibariyle derhal beraat kararı yargılamanın herhangi bir aşamasında verilmesi mümkündür. Ancak yargılamanın bulunduğu aşamada herhangi bir araştırmaya gereksinim duyulmadan mevcut olan delillerin CMK 223/2 maddesinde yer alan durumlardan herhangi birisini oluşturma halinde yargılamaya son verilerek sanık hakkında derhal beraat kararı verilmelidir.
Kesinleşen Beraat Kararı Bozulur Mu?
Beraat kararının bozulmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Genellikle takibi şikayete tabi suçlarda, suçun mağdurun veya vekilinin verilen beraat ve derhal beraat kararının CMK 223/2 maddesinde belirtilen durumları oluşturmadığı neticesinde yapmış olduğu temyiz ve istinaf başvurusuna istinaden yapılan inceleme sonrasında beraat kararı ve derhal beraat kararı bozulabilmektedir.
Bunun dışında yine Cumhuriyet Savcısının veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine yerel mahkeme tarafından verilen beraat kararlarının bozulması mümkündür.
Kural olarak kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı temyiz veya istinaf başvurusunda bulunulmaz. Ancak özellikle olağan üstü kanun yollarına başvuru halinde ve bu başvurunun kabul edilmesi halinde yukarıda belirttiğimiz şekilde kesinleşmiş olsa da beraat kararının bozulması mümkündür. Kanun yararına bozma talepleri genellikle Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılmaktadır.
Mahkemede Beraat Etmek
Beraat ve derhal beraat kararı mahkeme yani yargılama aşamasında verilmesi mümkündür. Soruşturma aşamasında şüpheli hakkında aynı gerekçeler ile verilen kararlar “takipsizlik kararı” veya “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” şeklindedir. Mahkemede beraat etmek ise CMK 223/2 maddesinde belirtilen durumların varlığı ile mümkündür.
223/2-e Beraat Ne Demek?
223/2-e maddesine göre beraat kararı;
“Yüklenilen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması”
Durumlarında verilen beraat kararlarıdır. Uygulamada 223/2-e beraat kararı daha çok “delil yetersizliği ile beraat kararı” olarak da bilinir.
Beraat ve Derhal Beraat Kararı Bütün Suçlarda Uygulanır Mı?
Beraat ve derhal beraat kararı hangi suçlara uygulanacağı konusunda bir düzenleme yoktur. Bütün suçlarda beraat kararı ve şartların oluşması halinde derhal beraat kararı verilmesi mümkündür. Örneğin hakaret ve tehdit gibi adi suçlar olarak nitelendirilen suçlarda beraat ve derhal beraat kararı verilmesi mümkün iken, kasten öldürme gibi oldukça ağır yaptırımları olan suçlarda dahi beraat ve derhal beraat kararı verilmesi mümkündür.
Ağır Ceza Mahkemesi Beraat Kararı Verir Mi?
Sanık hakkında üzerine atılı suçun ceza üs sınırlarına göre yargılanması Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesinde yapılmaktadır. CMK 223/2 maddesinde belirtilen beraat nedenlerinin varlığı halinde Ağır Ceza Mahkemesi de beraat kararı verebilmektedir. Ayrıca yine yukarıda belirtmiş olduğumuz derhal beraat kararı şartları başlığı altındaki durumların gerçekleşmesi halinde de sanık hakkında yine Ağır Ceza Mahkemesi tarafından derhal beraat kararı verilmesinin önünde bir engel yoktur.
Beraat Kararı Ne Zaman Kesinleşir?
Beraat kararı sanık lehine olan bir karardır. Buna karşın sanığın üzerine atılı suçtan dolayı zarar gören veya mağdur bulunması halinde katılan sıfatı mağdurun veya suçtan zarar görenin temyiz hakkı bulunur. Ceza yargılamalarında istinaf kanun yoluna başvurmak için veya temyiz kanun yoluna başvurmak için ilgilinin 15 gün içerisinde bu beyanını kararı veren yargı birime ulaştırması gerekir. Bu süreler geçtikten sonra beraat kararı kesinleşmektedir.
Beraat Kararı Örneği
Yukarıda da belirttiğimiz gibi beraat ve derhal beraat kararı değişik nedenlere dayandırılmaktadır. CMK 223/2 maddesi gereğince verilmiş olan beraat kararı örnekleri aşağıdaki gibidir.
CMK 223/2-a Maddesi Beraat ve Derhal Beraat Kararı Örneği
“Dosya kapsamı, vergi inceleme raporları ve ekindeki tutanaklar incelendiğinde; sanığın işyerinin faal olduğu, defter ve belgelerin ibrazı için çıkartılan tebligatın sanığın annesine yapıldığı, bu nedenlerle 213 Sayılı Yasanın 139. maddesinde düzenlenen terk unsurunun bulunmadığı, sanığın Vergi Dairesi’nde inceleme yapılmasına ilişkin herhangi bir talebinin de bulunmadığı, bu haliyle sanığın üzerine atılı 213 Sayılı Yasanın 359/a-2 maddesinde düzenlenen “defter ve belgelerin ibraz edilmemesi” suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi,
Hukuka aykırı olduğu görülmüş, istinaf başvurusunda bulunan katılan vekilinin istinaf talepleri bu sebeple yerinde ise de; bu aykırılık CMK’nın 303 ve 281/c maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan istinaf yoluna başvurulan kararın;
Gerekçe kısmının tamamen çıkartılarak yerine “Dosya kapsamı, vergi inceleme raporları ve ekindeki tutanaklar incelendiğinde; sanığın işyerinin faal olduğu, bu nedenlerle 213 Sayılı Yasanın 139. maddesinde düzenlenen terk unsurunun oluşmadığı, sanığın Vergi Dairesi’nde inceleme yapılmasına ilişkin herhangi bir talebinin de bulunmadığı, bu haliyle sanığa isnat edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” ibaresinin yazılması,
Hükmün 1. paragrafının hükümden tamamen çıkartılarak yerine “Sanık hakkında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 359/a-2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından sanığın CMK 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,” ibaresinin yazılması,
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 16.01.2020 tarih, 2019/3583 esas ve 2020/225 sayılı kararı
CMK 223/2-b Maddesi Gereğince Beraat ve Derhal Beraat Kararı Örneği
“Suça konu yapı tatil zaptı içeriği, yapılan keşif ve keşif sırasında çekilen fotoğraflara göre, sundurmanın bina niteliğinde olmadığına ilişkin mahkeme kabulünün dosya kapsamına ve Yargıtay içtihatlarına uygun olmakla beraber, üzeri eternit kaplı, 5×4 ebadındaki yapının, 3164 sayılı İmar kanunun 5.maddesinde, tanımlanan üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri, ….. hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapı tarifine uygun olduğu, kaldı ki sanığın savunmasında, bu yapının içerisine kazma kürek koyduklarını beyan ettiği gibi bilirkişi raporunda da, depo amaçlı kullanılabileceğinin belirtildiği, dolayısıyla yapının bina vasfında olduğu açıkça anlaşıldığı halde, mahkemece, yapının bina vasfında olmadığı, dolayısıyla suçun unsurlarının bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verip, uygulama maddesi olarak CMK.nun 223/2-c maddesinin gösterilmesi hukuka aykırı ise de, dosya arasında bulunan 06/05/2010 tarihli kaçak inşaat duyuru belgesi ve ekindeki fotoğrafa göre, 5×4 ebadındaki yapının mevcut olduğu, sanığın savunmasında ise, yapının bulunduğu tarlayı 2012 yılında satın aldığını ve yapının mevcut olduğunu beyan ettiği, bu beyanının istinaf incelemesi sırasında getirtilen tedavüllü tapu kayıt örneği ekinde bulunan sanığın tarlayı 16/03/2012 tarihinde satın aldığını gösteren tapu kütük sayfa sureti ile doğrulandığından sanığın müsnet suçu işlemediği gerekçesi ile beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi bina vasfındaki 5×4 ebadındaki yapının 06/05/2010 tarihinde mevcut olması ve o tarihten beri TCK.nun 66/1.e maddesinde belirtilen 8 yıllık dava zamanaşımı süresi de 06/05/2018 tarihinde dolmuş olduğundan gerçek fail hakkında da soruşturma ve kovuşturma imkanının kalmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hukuka aykırılığın dairemizce düzeltilebilecek nitelikte bulunduğu anlaşılmakla;
İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının birinci bendinin çıkarılarak yerine;
Her ne kadar sanık Şaban Aktaş hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan dolayı TCK.nun 184/1.maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle CMK’nun 223/2-b maddesi gereğince BERAATİNE,”
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 07.01.2019 tarih, 2018/689 esas ve 2019/4 sayılı kararı
CMK 223/2-c Maddesi Gereğince Beraat ve Derhal Beraat Kararı Örneği
“Sanığın aşamalardaki istikrarlı savunmalarında kızı K1’ın arayarak evde yalnız olduğunu ve dışarıda bir araba olduğunu, korktuğunu kendisine söylediğini, bunun üzerine kızının evine gittiğini, gittiğinde evin önünde bir araba olmadığını, tam evden dışarı çıkacakken 10 tane köpek gördüğünü, bu köpeklerin kendisine saldırınca evde bulunan tüfekle 4-5 el havaya ateş ederek köpekleri korkutmak istediğini, amacının sadece hayvanları korkutmak olduğunu beyan ederek, atılı suçlamaları kabul etmediği, dosyada mevcut delillerden sanığın savunmasının aksine herhangi bir saptama ve beyana rastlanmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçta kastının bulunmaması nedeni ile 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, istinaf başvurusunda bulunan o yer Cumhuriyet Savcısının itirazları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık 5271 sayılı Kanunun 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, istinaf yoluna başvurulan kararın sanığın mahkumiyetine dair gerekçe ve hüküm fıkralarının çıkarılarak yerlerine:
GEREKÇE: Sanığın aşamalardaki istikrarlı savunmalarında kızı K1’ın arayarak evde yalnız olduğunu ve dışarıda bir araba olduğunu korktuğunu kendisine söylediğini, bunun üzerine kızının evine gittiğini, gittiğinde evin önünde bir araba olmadığını, tam evden dışarı çıkacakken 10 tane köpek gördüğünü, bu köpeklerin kendisine saldırınca evde bulunan tüfekle 4-5 el havaya ateş ederek köpekleri korkutmak istediğini, amacının sadece hayvanları korkutmak olduğunu beyan ederek, atılı suçlamaları kabul etmediği, sanığın savunmasının aksine herhangi bir saptama ve beyana rastlanmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçta kastının bulunmaması nedeni ile 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Sanığın üzerine atılı suçta kastının bulunmaması nedeni ile 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c maddesi gereğince BERAATİNE,”
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 04.01.2019 tarih, 2018/1902 esas ve 2019/4 sayılı kararı
CMK 223/2-d Maddesi Gereğince Beraat ve Derhal Beraat Kararı Örneği
“Katılanın olaydan sonra emniyette sanığın kendisini dövdüğünü söyleyerek şikayetçi olduğu, olaydan sonra alınan Yunus Emre Devlet Hastanesi’nin 03.03.2017 tarihli raporunda “nazal fraktür şüphesi, eski-yeni?” yazıldığı, bilahare kati raporun Eskişehir Osmangazi Tıp Fakültesinden alınmakla olay tarihinde meydana gelen kırığın eski olmadığı ve hayat fonksiyonlarını 1. derecede etkileyeceğinin bildirildiği görülmekle ilk derece mahkemesince sanığın cezalandırılmasına karar verildiği görülmüş, ancak hükme esas alınan raporun yeterli görülmemesi nedeniyle dairemizce istinaf incelemesinde İstanbul 2. İhtisas Kurulundan rapor alınmış; suç tarihinde nazal fraktür olup olmadığı sorulmuştur. Buradan alınan rapora göre suç tarihinde kırık olmadığı ve mevcut evraklara göre daha önce suç konusu edilen 09.01.2017 tarihinden öncesine ait kırık olduğu bildirilmiştir. Bu durumda geçici raporda katılanın beyanlarında bahsedildiği gibi dövme eyleminin olması halinde katılanda başkaca bulgu oluşması mümkün olup darp cebir-izi tespit edilmediğinden sanığın katılanı dövmediği ancak sanığın savunmasında belirttiği üzere çıkan tartışmada katılanın sanığa bıçak çekmesi üzerine onu itekleyip yere düşürerek elinden bıçağı alması şeklindeki eyleminin de TCK’nin 25/1. maddesi kapsamında meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı kabulü edilerek sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince mahkumiyete esas alınan rapor, yetersiz olduğu halde ihtisas dairesinden rapor alınmadan hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüş, sanık müdafinin istinaf talebi bu nedenle yerinde görülmekle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına karar verilerek sanık hakkında aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.Sanık K1’un katılan K2’a karşı kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında sanığın eyleminin meşru müdafaa sınırlarında kaldığı anlaşılmakla TCK’nın 25/1 ve CMK’nın 223/2-d maddeleri uyarınca BERAATİNE”