Anayasal düzene karşı gelme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun beşinci bölümünde yer alan bu suç, ‘’Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar’’ başlığı altında düzenlenmiştir. Bunlar:
- Anayasayı İhlal (TCK M.309)
- Yasama Organına Karşı Suç (TCK M.311)
- Hükümete Karşı Suç (TCK M.312)
Anayasayı ihlal suçu, kalkışma suçlarının bir türüdür.
Anayasal Düzene Karşı Gelme Suçu Çeşitleri
Anayasal düzene karşı gelme suçu çeşitleri olarak aşağıdaki şekilde kanunlarda tasnif edilmiştir.
Anayasayı İhlal Suçu (TCK M.309)
TCK Madde 309
(1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Bu fıkrada açıklığa kavuşturulmak istenen şudur ki: Bu suçu işlerken aynı zamanda başka suçlar da vuku buluyorsa, bu suçun cezasına ek olarak diğer vuku bulan suçlardan da ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Yukarıdaki maddede tanımlanan suçun oluşabilmesi için, cebir veya tehdit kullanarak anayasal düzenin değiştirilmesine teşebbüs edilmesi gerekir. Somut olayda kişilerin cebir ve tehdit (bireyleri zorlamak)yoluna başvurmaması demek bu suçun unsurlarının gerçekleşmemesi demektir. Bu nedenle, anayasal düzenin değiştirilmesine yönelik teşebbüsün ancak cebir veya tehdit kullanılarak, yani bireylerin iradeleri zorlanmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekir.
Günümüzde örneklerini görmekteyiz ki bu suç genellikle örgütlü olarak işlenmektedir. Bu suçta genelin dışına çıkılarak isnat yeteneği olmayan ( cezayı ortadan kaldıran ya da hafifleten yaşı küçük yani ergin olmama, akıl hastalığına sahip olma, alkol ve uyuşturucu etkisinde olma, sağır ve dilsiz olmama gibi) kişiler de fail olacaktır.
Anayasayı ihlal suçunun konusu, kanun koyucunun korumak istediği anayasal düzendir. Siyasal iktidarın kuruluş ve işleyişine egemen olan bu ilkeleri içeren kurallar bütünü, anayasal düzeni teşkil etmektedir.
Bu suçu işleyen şahıs, cebir ve şiddet kullanarak, var olan anayasal düzenin uygulanmasını engellemeye veya yeni bir anayasal düzen getirmeye teşebbüs etmektedir. Bu amacını gerçekleştirdiğinde ise eski anayasal düzen ortadan kalkacak ve korunmaya değer bu menfaat yani suçun konusu da ortadan kalkmış olacaktır.
Ancak şu açık ve net bilinmelidir ki, T.C Anayasa’sının zaman içerisinde toplumun ve çağın ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi bakımından değiştirilmesi başka bir konu; buna yukarıda bahsettiğimiz üzere suç olarak nitelendirilmesine yol açan unsurları barındıracak şekilde teşebbüs etmek başka bir konudur.
Anayasa’nın 4. maddesi uyarınca; Anayasanın 1., 2. ve 3. maddeleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bu yasağa aykırı olarak anayasayı değiştirmeye ya da ortadan kaldırmaya kalkışmak cebir (zor kullanma) kabul edileceğinden, anayasayı ihlal suçuna sebebiyet verecektir.
Anlamamız gereken şu ki söz konusu 4. madde olmasa bile, anayasanın temelini oluşturan ilk üç maddeye aykırı olarak anayasayı değiştirmek, tamamen veya ortadan kaldırmaya çalışmak veya da uygulanmasına engel olmaya kalkışmak hukuka aykırı olup hiçbir toplumsal gereklilik eylemleri, son tahlilde o ülkede geçerli iktidar düzeni ve mevcut hukuk sistemi ortadan kaldıracağı için anayasayı ihlal suçu oluşacaktır.
Yasama Organına Karşı Suç (TCK M.311)
TCK m.311
Kişinin cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya meclisin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasına engel olmaya teşebbüs edenler yasama organına karşı bu suçu işlemiş olur. Çünkü TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasama organıdır. Cebir ve şiddet bu suçun olmazsa olmazı yani unsurları olup, yasama yaptırımı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
Hükümete Karşı Suç (TCK m.312)
TCK m.312
Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Bu suçla korunan hukuki değer, devletin ve dolayısıyla siyasi iktidarın varlığı devamlılığıdır. Çünkü devletimizin egemenliğini temsilen eden güç iktidardır. Dolayısıyla bu suç milletin egemenliğine kasteden bir suç da diyebiliriz.
Bu suçu işleme doğrultusunda vuku bulan eylemlerin, hükûmeti ortadan kaldırma veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engelleme amacıyla gerçekleştirilmesi gerekir. Bu da demek oluyor ki suçun manevi unsuru kasttır.