Kıdem tazminatında ispat ve iş sözleşmesinden doğan alacakların ispatı konusunda güncel bilgileri bu yazımızda sizler için derledik.
Ülkemizde çoğu kişi, iş sözleşmesinin sonlanmasının ardından kıdem tazminatının ve diğer alacaklarının ispatında sorun yaşamaktadır. Bu yazıda değineceğimiz hususlarla çalışırken veya işten ayrıldıktan sonra alacakların ispatı için gereken araçlar incelenecektir.
Kıdem Tazminatı Almak İçin Gereken Şartlar
Kıdem tazminatına hak kazanmak için gereken bazı şartlar bulunmaktadır. Genel itibariyle bunlardan bahsetmek gerekmektedir. Öncelikle en önemli şart işveren ile aranızda geçerli bir iş sözleşmesi bulunma şartıdır. Geçerli bir iş sözleşmesi denince çoğu kişi geçerli iş sözleşmesinin yazılı olması gerektiğini ve birçok şarta bağlı olduğunu düşünmektedir. Bu bir yanılgıdır. İşveren ile aranızda geçerli bir sözleşmesi için gereken şartlar basittir. En basit anlatımla, iş yerinde herhangi bir görev almanızla iş sözleşmeniz başlamış sayılır. Tabii ki suç teşkil eden sözleşmeler burada bir farklılık teşkil eder. Konumuz bu olmadığı için kıdem tazminatı için gereken şartları incelemeye devam edeceğiz.
İş yerinde en az 1 yıldır çalışıyor olmanız gerekmektedir. İş Kanunumuz bu hususta nettir. Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için illa aynı iş yerinde çalışmanız gerekmez fakat aynı işverene tabi bir şekilde çalışmanız gerekmektedir. 1 yıl kıdemi doldurduktan sonra kıdem tazminatına hak kazanmakla beraber örnek vermek gerekirse işten 1 yıl 6 ay sonra ayrılmanız durumunda da 6 aylık süre için de kıdem tazminatı alabilirsiniz. Örneğin maaşınız brüt olarak 100 TL ise kıdem tazminatınız bu süre için 150 TL olarak hesaplanacaktır.
Sigortasız Çalışıyorum Kıdem Tazminatı Alabilir Miyim?
İş yerinde sigortasız çalışmanız kıdem tazminatına hak kazanmanıza engel teşkil eden bir husus değildir. Ancak belirtmek gerekir ki çalışanlarına sigorta yapmayan işverenlerin, çalışanlarının diğer alacaklarına saygı duyması uygulamada çok beklenen bir durum değildir. Bundan dolayı kıdem tazminatı ve diğer alacaklarınız için çok büyük bir ihtimalle dava açmanız gerekecektir.
Kıdem tazminatı için gereken diğer şartlardan biri de işveren ile aranızdaki sözleşmenin kıdem tazminatına hak kazanacağınız bir şekilde bitmesi gerekliliğidir.
Kıdem Tazminatı ve İş Sözleşmesinden Doğan Alacakların İspatı
Kıdem tazminatına hak kazanmak için gereken şartlara genel olarak değindikten sonra şimdi de kıdem ile birlikte diğer alacakların ispat edilmesi için dikkat edilmesi gereken hususlar incelenecektir.
Belirtmek gerekir ki iş sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda en önemli ispat araçlarından bir tanesi tanıktır. İş sözleşmenizden kaynaklanan alacaklarınızı tahsil etmek için dava açtığınızda mahkemede çalışma arkadaşlarınızın tanık olarak dinlenmesi ve bu kişilerin sizin lehinize ifade vermesi durumunda davayı kazanma olasılığınız oldukça artacaktır.
Tanık delili, birçok durumda kıdem tazminatı için ve fazla mesai ücretleri için çok büyük önem arz edebilmektedir. İfade etmek gerekir ki tanık deliline dayanmadan da davanın kazanılabileceği birçok durum bulunmaktadır.
Burada değinilmesi gereken bir husus da iş sözleşmeniz devam ederken iş yerinden ayrılan herhangi bir çalışanın açmış olduğu davada tanıklık yapmanızın istenmesidir. İş yerinde çalıştığınız süreçte birçok kişinin işe başlaması ve işten ayrılması ihtimal dahilindedir.
Ayrıca yine belirtmek gerekir ki sadece çalışanlar işverenlere dava açmamaktadır bazen işverenler de işçilerine dava açabilmektedir.
İki ihtimalde de taraflar sizden tanıklık yapmanızı isteyebilmektedir. Bu durumdan da bahsetmek gerekmektedir çünkü çalışırken yaptığınız tanıklık artık sizin için her zaman bağlayıcı hale gelmektedir.
Mahkemeye Tanık Olarak Çağrıldım, Ne Yapmalıyım?
Bazen iş yerinde çalışırken siz de tanık olarak mahkemeye çağrılabilirsiniz. Burada, tanıklık yapmanız hususunda rızanızın bir önemi olmadığını söylemek gerekmektedir. Elbette, sizi tanık olarak dinletmek isteyen taraf bu konuda sizin fikrinizi alabilir fakat isminiz geçerse, tanıklığınıza dayanan taraf bundan vazgeçmediği sürece tanıklık yapmak zorunda olduğunuzu ifade etmek gerekmektedir.
İş Davasında Tanık Olarak Verilen İfade Aleyhe Delil Teşkil Eder Mi?
İş davalarında, duruşmada tanıklara genelde dava açan işçinin iş yerinden nasıl ayrıldığına ve çalışma sürelerine ilişkin sorular sorulmaktadır. Örneğin iş yerinde fazla mesai yapılıp yapılmadığı sorusu çok büyük bir ihtimalle sorulmaktadır. Bu konuda vereceğiniz ifade daha sonradan dava açarsanız sizi bağlayacaktır.
Örneğin, tanıklık yaptığınız duruşmada fazla mesai yapmadığınızı beyan ederseniz daha sonrasında bu iş yerinden ayrılıp dava açtığınızda fazla mesai yaptığınızı iddia etseniz de önceden tanık olarak verdiğiniz ifade mahkemeye getirtilecek ve fazla mesai yaptığınız iddiası dinlenmeyecektir.
Bu tip durumlar sıklıkla yaşanmaktadır. Maalesef, çalışanlar, işverenlerle arasının bozulmaması için dava açan çalışanın aleyhine işverenin lehine tanıklık yapmakta daha sonra dava açması durumunda da ciddi hak kayıplarına uğramaktadır.
İş Davasında Kimse Tanıklık Yapmak İstemiyor, Ne Yapmalıyım?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, iş davalarında birçok işçi tanıklık yapmaktan çekinmektedir. Bunun sebeplerinin başında da işverenin baskısı gelmektedir. Yine yukarıda ifade ettiğimiz üzere eğer böyle bir durum söz konusu ise bu kişilerin yine de tanık olarak gösterilmesi mümkün olup tanıklık yapmaları da zorunludur.
Ancak bu durumda da işveren baskısından dolayı bu kişilerin gerçekleri söylememesi ihtimali söz konusudur. Her ne kadar, yalan tanıklık yapmak suç olsa da bu düzenleme birçok kişinin yalan tanıklık yapmasını engellememektedir.
Yine de bu kişileri tanıklık yapması sizin açınızdan önemini sürdürmekteyse, gerçekleri söylememelerinin gelecekte hak kayıplarına uğramaları sonucunu doğuracağını özellikle belirtmek gerekmektedir.
Bazı durumlarda da iş yerinde çok fazla çalışan bulunmamakta bu yüzden de tanıklık yapacak kimse bulunamamaktadır. Bu durumun da çözümleri bulunmaktadır. Yargıtay, iş yerine komşu iş yerlerinde çalışan kişilerin tanıklık yapabileceğini ifade etmektedir.
Eğer böyle bir durum söz konusu ise komşu iş yerlerinden tanıklık yapacak birilerini bulmanız gerekmektedir. Her ne kadar, aynı iş yerindeki çalışanların vereceği ifade daha değerli olacaksa da içinde bulunduğunuz durumun koşulları ayrı bir değerlendirme konusu yapılacak ve hak kaybına uğrama ihtimaliniz böylece azalacaktır.
Özetle, iş davalarında tanık delili büyük bir önem arz edebilmektedir. Bu kapsamda davanız için lehinize tanıklık yapacak çalışanların olması mühimdir. İş davalarında yazılı delillere de değinmek gerekmektedir.
Whatsapp Yazışmaları İş Davasında Delil Olarak Kullanılabilir Mi?
Günümüzde mesajlaşma uygulamalarında yapılan yazışmalar oldukça büyük önem kazanmıştır. Örneğin birçok iş yeri Whatsapp’ta gruplar oluşturmakta ve iş ile ilgili birçok konu bu gruplarda tartışılmaktadır.
Belirlenen çalışma saatleri bu gruplar üzerinden paylaşılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki sadece grup yazışmaları delil teşkil etmez. İş yerinde sorumlu pozisyondaki kişilerle ve işverenle yapılan yazışmalar da önem arz etmektedir.
Sonuçta bu mesajlaşmaların delil olarak mahkemeye sunulma ihtimali olduğundan bunların saklanması sizin açınızdan olumlu sonuçlar doğurabilmektedir.
Whatsapp yazışmaları dışında, SMS kayıtları ve diğer mesajlaşma uygulamalarının da benzer şekilde delil değeri bulunmaktadır.
Bu mesajlaşmaların iş davası açarken hala sizde bulunması durumunda bunlar dava dilekçesinde delil olarak gösterilebilmekte ve dava sürecinde de bu mesajlaşmaların dökümü bilirkişilere yaptırılmaktadır. Yine e-mail kayıtlarına da değinmek gerekmektedir. Taraflar arasında gönderilen mailler de oldukça önem taşımaktadır.
İş Davasında Banka Kayıtları Delil Olarak Kullanılır Mı?
Öncelikle belirtmek gerekir ki bir iş davası açıldığında genel olarak iş mahkemeleri kendiliğinden maaş alınan bankayı ve maaşın miktarını sormaktadır. Banka kayıtları doğal olarak iş davalarındaki en önemli delillerden bir tanesidir ve banka hareketleri alacaklarınızın miktarını belirleme ve hepsini alıp almadığınızı tespit etme açısında çok önemlidir. Bu açıdan banka hareketleri alacaklarınızın ödenmediğinin ispatını kolaylaştırmaktadır.
İşverene Gönderilen İhtarname veya İşverenin Size Gönderdiği İhtarnameler
İş davalarında, taraflar arasındaki ihtarnameler oldukça büyük bir önem taşımaktadır.Bu sebeple işverene ihtarname gönderirken ihtarname içeriğine dikkat etmek gerekmektedir çünkü burada yapacağınız bir hata dava sürecinde hak kaybına uğramanız sonucunu doğurabilir. Örneğin iş yerinden ayrılma sebebinizi yanlış şekilde açıklamanız durumunda bunun aksinin ispatı oldukça zorlaşacaktır.
Özetle, yukarıda ifade ettiğimiz hususlar iş davaların açısından çok büyük önem teşkil etmektedir. Elbette çalıştığınız iş yerinin özelliklerine, prosedürlerine, konumuna, büyüklüğüne ve iş alanına göre birçok farklı husus olabilmektedir. Bu yazıda değinilmeyen birçok belgenin delil olarak kullanabilme ihtimali söz konusudur. Bu açıdan çalıştığınız iş yerinde tarafınıza verilen birçok belgeyi iş mahkemesinde delil olarak kullanabileceğiniz hususunu aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir.