tr02122363690
·
[email protected]
·
Pzt - Cuma 09:00-17:00
Avukata Sor

Çocuğun Cezai Ehliyeti ve Yaş Küçüklüğü

Çocuğun Cezai Ehliyeti ve Yaş Küçüklüğü

Çocuğun cezai ehliyeti ve yaş küçüklüğü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde hüküm altına alınmıştır. İşbu madde gereğince yaş küçüklüğü, failin kusurunu azaltan ya da kaldıran bir hal olarak düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, suçun işlendiği anda failin kaç yaşında olduğu esas alınır. Bu itibarla, failin ceza sorumluluğunun mevcut olup olmadığı değerlendirilirken, suçun tekevvün ettiği anda failin kaç yaşında olduğuna göre inceleme yapılır.

Çocuk, bir başka surette ergin kılınsa dahi ceza hukukunda henüz 18 yaşını tamamlamamış kişidir. Kusur yeteneğini azaltan, ortadan kaldıran ve bu sayede kişinin cezai ehliyetini sınırlayan yaş küçüklüğü, ceza hukukunun suç işlediği iddia edilen çocuğu koruma eğiliminin bir sonucudur. Nitekim, suç işlediği ileri sürülen çocuğun suça sürüklenen çocuk olarak nitelendirilmesi de ceza hukukundaki bu eğilimin bir başka tezahürü olarak karşımıza çıkar.

Çocukların cezai ehliyeti ve yaş küçüklüğü hususu üzerinde temellenen makalemizde ilk olarak kusur yeteneği kavramının izah edilmesi, konunun net olarak anlaşılabilmesi açısından isabetli olacaktır. Çocukların cezai sorumluluğu, isnat yeteneğine yani kusur yeteneğine göre belirlenir. Çocukların cezai sorumluluğunun tam olması için kusur yeteneğinin iki unsurunun birlikte mevcut olması gerekir. Kusur yeteneğinin iki unsuru ise şu şekilde ifade edilebilir:

  1. Çocuğun Algılama Yeteneği

Çocuk tarafından icra edilen eylemin hukuki anlam ve neticelerini anlama, kavrama yeteneğine, çocuğun algılama yeteneği adı verilir.

  • Çocuğun Davranışlarını Yönlendirme Yeteneği

Çocuk tarafında icra edilen fiilin hukuki anlam ve neticesini anlayan, kavrayan çocuğun davranışlarını bu algılayış doğrultusunda yönlendirebilme kabiliyetine, çocuğun davranışlarını yönlendirme yeteneği denir. Bu yetenek, ceza hukukunda irade yeteneği olarak da ifade edilmektedir.

Çocuğun cezai ehliyetinin tam olduğundan bahsedilebilmesi için, suç teşkil eden bir eylemi icra eden çocuğun anlama ve yönlendirme irade kabiliyetlerinin birlikte mevcut olması yahut söz konusu kabiliyetlerde azalma olması gerekir.

Yaş Gruplarına Göre Çocukların Cezai Ehliyeti

Çocukların cezai ehliyeti, çocuklar hakkında yürütülen ceza yargılamalarına bakmakla görevli olan çocuk ceza mahkemelerince çözümlenmesi gereken en mühim hukuki meselelerdendir. Çocukların yaş küçüklüğü gözetilerek çocukların cezai ehliyetinde üç temel kategori belirlenmiştir. Söz konusu üç grup şunlardır:

  • 12 yaşından küçük çocukların cezai ehliyeti,
  • 12 – 15 yaş grubu çocukların cezai ehliyeti,
  • 15 – 18 yaş grubu çocukların cezai ehliyeti.

12 Yaşından Küçük Çocukların Cezai Ehliyeti

Çocukların cezai ehliyeti ve yaş küçüklüğü hususunda ilk olarak 12 yaşından küçük çocukların cezai ehliyetini izah edelim. 12 yaşından küçük çocuklar, ceza hukuku kapsamında cezai ehliyete ve sorumluluğa sahip değildir. 12 yaşından küçük çocukların cezai sorumluluğunu tespit etmek amacıyla rapor alınmasına ya da inceleme yapılmasına lüzum yoktur. Dolayısıyla, 12 yaşından küçük çocuklar mutlak surette kusur yeteneğinden yoksun kabul edilir.

12 yaşından küçük çocukların suç işlemeleri halinde, suç işleyen çocuk hakkında ceza davası açılması mümkün değildir. Bu yaş grubu çocukların cezai sorumluluğu yoktur, ancak; suç işleyen çocuk hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanmasına karar verilebilir. Bu husus, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 31/1’de hüküm altına alınmıştır. Buna göre; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Çocuğun yaşı 12’den küçük olmasına karşın nüfus kaydında 12 yaşından büyükse, çocuğun yaşının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumuna müracaat edilmelidir. Soruşturma sürecinde, soruşturmaya konu çocuğun gerçek yaşının nüfus kaydına aykırı bir biçimde 12 yaşın altında olduğu görüldüğünde, ilgili hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kovuşturma sürecinde çocuğun 12’den daha küçük bir yaşta olduğu görülürse, kovuşturmayı yürüten mahkeme, yaş küçüklüğünden dolayı suça sürüklenen çocuğun kusurunun olmaması sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığı kararı verir.

12 – 15 Yaş Grubu Çocukları Cezai Ehliyeti

Çocuğun cezai ehliyeti ve yaş küçüklüğü konusunda incelenmesi gereken bir diğer grup, 12 – 15 yaş grubu çocukların cezai ehliyetidir. 12 yaşını doldurmuş ve fakat 15 yaşını tamamlamamış çocukların cezai ehliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi adına inceleme yapılması gerekir. Söz konusu yaş grubu çocukların cezai ehliyeti incelenirken;

  1. 12 – 15 yaş grubundaki çocuğun icra ettiği eylemin hukuki açıdan anlam ve sonuçlarını algılayamayacak veya davranışlarını yönlendiremeyecek durumda olması halinde, icra ettiği fiilden dolayı cezai sorumluluğu bulunmaz. Bu çocuklar hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
  2. 12 – 15 yaş grubunda bulunan ve icra ettiği eylemin hukuki açıdan anlam ve sonuçlarını algılayabilen veya davranışlarını yönlendirebilen çocukların cezai sorumluluğu vardır.

12 – 15 yaş grubu çocukların cezai sorumluluğunun tam olarak belirlenebilmesi adına, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.20 uyarınca şu iki raporun alınması şarttır:

  1. Kusur Yeteneğine Dair Adli Rapor

12 – 15 yaş grubu çocukların, suç teşkil eden eylemin hukuki yönden anlamını ve neticelerini algılama ve bu eylemle alakalı olarak davranışlarını yönlendirebilme kabiliyetinin yeterli düzeyde gelişip gelişmediğini belirlemek adına adli rapor alınması gerekir. Çocuğun algılama yahut davranışlarına yön verme yeteneği açısından Adli Tıp uzmanınca, ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden veya tam teşekküllü bir devlet hastanesinin çocuk psikiyatrisi bölümündeki uzman doktordan adli rapor alınmalıdır.

  • Sosyal İnceleme Raporu

Sosyal incelemeyi gerçekleştirecek olan bilirkişi, ilgilinin içinde yaşadığı aile ortamını, sosyal şartları, eğitimi, fiziksek ve ruhsal gelişimi hakkında rapor düzenler. Bu rapor, çocuk mahkemesi ya da çocuk hakimi tarafından çocuğun kişisel özellikleri ve sosyal çevresi hakkında bilgi sahibi olunması adına uzmanından talep edilir. 12 – 15 yaş grubunda bulunan çocukların kusur yeteneğinin bulunup bulunmadığı hakim tarafından takdir edilirken, bu hususta görevlendirilen bilirkişi marifetiyle hazırlanan raporda belirtilen gözlem, değerlendirme ve tespitlere dikkat eder.

Çocuk Koruma Kanunu m.35/1 hükmü uyarınca sosyal inceleme raporu, çocuk tarafından icra edilen eylemin hukuki açıdan anlam ve neticelerini algılama ve bu eylemle alakalı olarak davranışlarına yön verebilme yeteneğinin mahkemece takdir edilmesinde son derece mühim bir kıstastır. İşbu rapora başvurmadan karar verilmesi halinde, neden rapor alınmadığına ilişkin gerekçenin kararda ayrıntılarıyla belirtilmesi gerekir.

12 – 15 yaş grubunda bulunan çocuklar hakkında başvurulan sosyal inceleme raporu ile adli raporun birbirleriyle uyumlu olması önemlidir. Aksi halde, raporlar arasında tezatlık veya çelişkinin mevcut olması, mahkemenin bir üçüncü rapor düzenlenmesi için uzmana başvurması ve mevcut çelişki giderildikten sonra kararını vermesi gerekir. Tüm bu bilgiler ışığında; fiili icra ettiği esnada 12 yaşını tamamlamış ve fakat 12 yaşını tamamlamamış olan çocukların ceza sorumluluğu, icra ettiği eylemin hukuki anlam ve neticelerini algılama ve bu eylemle alakalı davranışlarına yön verebilme yeteneklerinin mevcut olup olmamasına bağlıdır.

12 – 15 yaş grubu çocuklarda cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı belirlenirken; suç sebebiyle açılacak kamu davası neticesinde, çocuk hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda belirtilen ailevi, sosyal, ekonomik, psikolojik şartları ile eğitimine ilişkin değerlendirmeler ve adli tıp uzmanı, psikiyatrist yahut zaruri durumlarda uzman doktor görüşüne başvurulur. En nihayetinde, çocuk hakkında bizzat çocuk mahkemesi tarafından karar verilir.

Mahkeme, çocuk hakkında düzenlenen raporlara ilişkin değerlendirmesinin ardından, çocuğun icra ettiği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı veya davranışlarına yön verme kabiliyetinden yoksun olduğunu kabul ettiği takdirde, çocuğun ceza sorumluluğunun bulunmadığı ve bu tür bir durumda çocuk hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmeder. 12 – 15 yaş grubunda bulunan ve cezai ehliyeti haiz olan çocukların işlediği suçlarda ceza indirimi uygulanır. Söz konusu grup hakkında uygulanacak ceza indirimi şu şekildedir:

  • İcra ettiği eylemin hukuki açıdan anlam ve neticelerini algılama ve bu eylemle alakalı olarak davranışlarına yön verebilme yeteneğinin olması durumunda, bu çocuklar tarafından işlenen suç için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörüldüğünde, ağırlaştırılmış müebbet cezası yerine 12 yıldan 15 yıla kadar süreli hapis cezasına hükmolunur. İşlenen suçun müebbet hapis cezasını gerektiren bir suç olması halinde, çocuk hakkında 9 yıldan 11 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve müebbet hapis cezası dışındaki süreli hapis cezalarınınsa yarısı indirilir ve bu durumda her eylem için hükmedilecek hapis cezasının süresi 7 seneyi geçemez.

15 – 18 Yaş Grubu Çocukların Cezai Ehliyeti

Çocukların cezai ehliyeti ve yaş küçüklüğü hususunda cezai ehliyeti izah edilmesi gereken son grup, 15 – 18 yaş grubu çocuklardır. Bu yaş grubunda bulunan çocukların tam cezai ehliyeti mevcut değildir ve fakat belirlenen ceza üzerinden yaş küçüklüğü sebebiyle belirli bir ceza indirimi yapılır. Bu husus, TCK m.31/3’te şu şekilde hüküm altına alınmıştır:

Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.

15 – 18 yaş grubu çocuklar tarafından icra edilen eylemin hukuki anlam ve neticelerinin çocuk tarafından algılandığı yahut davranışlarına yön verme yeteneğinin bulunup bulunmadığı hususunda adli rapor alınması şart değildir. Adli rapora başvurulmaması halinde, çocuk mahkemesi ya da hakimi, Çocuk Koruma Kanunu m.35 uyarınca neden rapor almadığına dair hukuki gerekçesini kararda belirtmelidir. Şayet gerekçe kararda açıklanmazsa, Yargıtay tarafından bu durum bozma sebebi olarak değerlendirilmektedir. 15 – 18 yaş grubu çocuklar hakkında yaş küçüklüğü uygulanarak ceza belirlenmesinde şu esaslar dikkate alınır:

  • Suç teşkil eden eylemi icra ettiği esnada 15 yaşını tamamlamış ve fakat 18 yaşını doldurmamış olan çocuklar hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 18 seneden 24 seneye kadar süreli hapis cezasına hükmolunur. Suçun müebbet hapis cezasını gerektirmesi halindeyse, 12 seneden 15 seneye kadar hapis cezası verilir. Sair süreli hapis cezalarında ise üçte bir oranında indirime gidilir ve bu durumda her bir eylem için hükmedilecek hapis cezası 12 seneyi geçemez.

Sağır ve Dilsiz Çocukların Ceza Sorumluluğu

Cezai sorumluluk, Türk Ceza Hukuku düzenlemelerinde sağır ve dilsizler için farklıdır. TCK m.33 uyarınca, sağır ve dilsiz kişilerin bulundukları yaş gruplarına göre yararlanacakları ceza indirimi şu şekildedir:

  • 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsiz çocuklar cezai ehliyeti haiz değildir. Söz konusu kişiler hakkında ceza soruşturması yapılamaz ve fakat çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
  • 15 yaşını tamamlayan; ancak, 18 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsiz çocuklar hakkında adli rapor ve sosyal inceleme raporu alınmalıdır. Raporlar, kusur yeteneği açısından çocuğun değerlendirilmesi amacıyla çocuk hakimi veya mahkemesi ya da cumhuriyet savcılığı tarafından alınır. Söz konusu çocuklar tarafından işlenen suçun, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına; suçun, müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde 9 yıldan 11 yıla; suçun, diğer süreli hapis cezalarını gerektirmesi halinde ise yarısına kadar indirilerek cezaya hükmolunur.

18 yaşını tamamlayan ve fakat 21 yaşından küçük olan sağır ve dilsiz kişiler hakkında, kusur yeteneğini değerlendirmek amacıyla adli rapor alınma şartı yoktur; ancak, bu çocuklar hakkında sosyal inceleme raporuna başvurulmalıdır. Söz konusu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyorsa, 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezasına; suç, müebbet hapis cezasını gerektiriyorsa da 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Sair süreli cezaların tamamında ise üçte bir oranında indirim yapılır ve bu durumda her eylem için hükmedilecek hapis cezasının 12 yıldan fazla olması mümkün değildir.